Ev 8. Sayı Açıl Ey Kapı

Açıl Ey Kapı

Tarafından İbrahim ŞAŞMA

Ezanlar okunurken;

Ve ellerim Süleymaniye’nin kapısına dokunurken…

Açıl ey kapı seher vaktinde.

Füsunkâr ömrüme cemreler, düşürmeye geldim.

Açıl ey kapı, kul ile hak akdinde.

Ben gönlümü aşk ile pişirmeye geldim.

Vurdukça alnımı secdelere hak diye.

Kör nefsimi tutup yakasından, düşürmeye geldim.

Yanmaya geldim ey kapı, yanmaya ve yanmaya.

Sabahı hiç olmayan gaflet uykusundan uyanmaya.

Açıl ey kapı açıl, aşkın nazarında eğilmeye.

Aşka divan durmaya geldim.

Can yaramın devasını, cana sarmaya geldim.

Her kıyamım kıyameti olsun ki nefsimin,

Ben şu nefsime hesap sormaya geldim.

Açıl ey kapı, enginime düşen kelam çağırır beni.

Bezm-i Elestten beri, kutlu bir selam çağırır beni.

Açıl ey kapı, ötelerimin dilekçesini sunmaya,

Sunmaya, sunmaya geldim.

Meğerse ateş soğukmuş,

Ben aşkın alevinde yanmaya

Yanmaya, yanmaya, yanmaya geldim

Açıl ey kapı açıl, âşıklar bulsun maşukunu.

Hem kopsun bir avuç gönlümde fırtınalar.

Hem de gönlüm duruldukça durulsun.

Açıl ey kapı açıl,

Beni rabbime götürecek kıldan ince köprüler kurulsun.

Gözlerim görmesin ondan gayrisini

Dudaklarımın tekbirle kıpırdadığı demde.

Aşk olsun tek lisanım,

Lal olmuş dilimin çözüldüğü demde.

Beni çağırırken bu davudi ses.

Duramam yalan dünyanın sırça köşklerinde.

Eşiğinde bana bir yer ver.

Belki bir gözyaşının hatrına,

Elimden tutar gider gül yüzlü server.

Uçsun diyerek geldim

Göğüs kafesimdeki şükür kuşlarım.

Bir cennet eder mi ey kapı,

Aşk ile düşürdüğüm gözyaşlarım.

Bir bahar bekliyor artık benden,

Kalbime müebbet kışlarım.

Bir mızrak gibi delsin gökleri,

Yarabbi nidasına tutunan yakarışlarım.

Açıl ey kapı açıl.

Küll’den cüzz’e düşme vaktidir vakit.

Secdeler yangın yeri ve pişme vaktidir vakit.

Açıl ey kapı açıl,

İncitmem yüreğimi dal uçlarına astığım hilali.

Şimdi her ezan sesi duyanda

Topuklarıma kızgın bir kum değer,

Gözlerim arar durur Bilal’i.

Açıl ey kapı açıl

Kitabına sarılmaya,

Kör nefsime darılmaya,

Kulluk harcıyla karılmaya geldim.

Bu kapıda denktir zenginle fakir,

Ak ile kara.

Ancak bu kapıda kapanır hırs denilen yara.

Ayakuçları denktir kulların,

Ne bir adım ileri ne de bir adım geri.

Aynı yöne bakılır, aynı sancı duyulur,

Aynı emre uyulur.

Yüreklerin işi olmaz bu kapıda pas ile küfle.

Açıl ey kapı açıl, aşk üfle yüreğime aşk üfle.

Bilirim ki rabbim rahmetsiz komaz;

Rahmet dileyen kulunu.

Sen açıl ey kapı, secdedeki alın izlerimi

Takip ederek bulayım o hakikat yolunu.

Ömrümün gerçek konağına,

En duru yanıma, koruyanıma, hamime geldim.

Açıl ey kapı açıl,

Cennet kokulu camime geldim.

Aşk ile onduğum yerdeyim.

Ürkek bir güvercin olsam da saçaklarına;

Emin bir yürekle konduğum yerdeyim.

Secdeler gönül kurnam,

Yunduğum, yunduğum, yunduğum yerdeyim.

Açıl ey kapı açıl,

Şimdi perdeler çekilecek aradan.

Kulluğumla gelmişim, borcumla gelmişim,

Beni bekliyor yaratan.

Açıl ey kapı açıl.

Ait olduğum yerde, olmam gereken yerdeyim.

Ömrümün son demine kadar sendeyim.

Aşk kıbleme döndüm,

Kurtuluşa ve selamete giden yöndeyim.

Nasıl ki yorulmadı, İbrahim’i yakacak Nemrut ateşine;

Su taşıyan karınca,

Varsın yol uzun, yolcu yorgun olsun,

Gönül İbrahim olunca.

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00