Ev 3. Sayı Aile Hayatımız Korunmalıdır

Aile Hayatımız Korunmalıdır

Tarafından Hacı Ali ÖZDEMİR

 

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                  

Aile

 Aile, Anne Baba ve çocuklardan oluşan toplum yaşamının en küçük sosyal yapısıdır. Aileyi meydana getiren unsurlar arasındaki bağlılık, saygı, sevgi ilişkileri ailenin bütünlüğünü ve büyüklüğünü sağlayan temel ilişkilerdir. Aile ilişkilerinin güçlendiği ölçüde ailelerin meydana getirdiği toplum da güçlü olacaktır.

 

 Bir toplumu yok edip ortadan kaldırmak için gelişmiş silahlara gerek olmadan aile yapısını bozmak yeterli olacaktır. Güçlü bir aile yapısına sahip olan Türk milletinin uzun ve güçlü medeniyetlere sahip olması aile yapısının mükemmel olmasındandır. Ancak medeniyetten nasibini alamamış toplumlarda aile oluşumu aşağılık bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanca yaşama yerine hayvani duygularla hayat sürdürmeyi seçenlerin tercih ettiği iğrenç hayatın dünyada hala devam ettiği görülmektedir. Türk ailesinin töre ve geleneklerine bağlı kalarak uzun yıllar ayakta kalan devlet ve toplumlarının hayat sürmesi, ailelerinin mükemmel olmasındandır. Türkün ailesinde annelik, babalık, çocukluk ve dedelik, ninelik gibi aile bağlarını güçlendiren kurumlaşmış öğeler vardır. Ailenin her bireyi sahip olduğu bu kurumun üyesi olarak hareket edip bir milletin evladı olduğunu göstermektedir. Günümüzde toplumumuzu ayakta tutan bu kutsal değerler, yeminli ezeli düşmanların saldırı hedefi olmuştur. Bu yıkıcı saldırganlığı açıklığa kavuşturmak hayat savunmamızın anahtarıdır. Milletimizin gelişen medeniyetin ufkunda parlamasını önlemek için reva görülen saldırılara dikkat çekmek arzusundayız.

 

Türk Töresindeki Milli Aile Yapısı Korunmalıdır!

 

Yüz yıllar boyunca göçebe hayatı yaşayan Türk toplumlarında aile hayatı da bu hayat biçimine göre şekillenmiştir. Türk boylarında örf, adet ve töre geleneklerine bağlı olarak, göçer-konar hayatın özelliklerine göre bir araya gelerek aile kurumu oluşturulmuştur. Devletlerin olmadığı ya da zayıf kaldığı zamanlarda oluşan aşiret otoritesi günümüze kadar yansımıştır. Aşiret otoritesi topluluk olarak sosyal hayatı düzenlemiş, kendine göre kanun niteliğinde otoriter kurallar oluşturulmuştur. Göçer-konar hayatın yaşandığı çağlarda toplum hukuku ve günlük yaşam ilişkileri beylik dönemi olarak adlandırılmış, güçlü bir Türk aile yapısı ile güçlü toplumlar oluşturulmuştur. Dağlardan, ovalardan geçerek yaşanacak bir toprak bulmak ve vatan edinmek kolay bir hayat değildir. Yırtıcı hayvanlardan başlayarak, hayvanlaşmış yol kesen eşkıya güruhuna karşı, kadın erkek, çocuk ve yaşlı demeden savaşçı bir millet olmak kolay değildir.

 

Toplumlarda kadınlar erkeklere göre daima zayıf ve güçsüz algılanmıştır. Batılı toplumlarda kadınların aşağılandığı, kölelerle eşdeğer hatta daha aşağıda görüldüğü çağlarda Türk kadınları toplumun seçkin kişileri arasındaydı. Yerine göre komutanlık, yerine göre kılıç kullanan asker, ok atan alp olmuşlardır. Namus ve ahlak ilkelerini töresini korumak için ölümü göze alarak kılıç sallayan Türk analarının mirası olan, millet olmanın gururunu taşıdığımızı hatırlayarak ata emanetine sahip çıkmaya devam etmeliyiz.

 

Toplumun kendi töresinden uzaklaştığı ve ahlaki bunalımlarla tanıştığı dönemlerde ölümle sonuçlanan olaylar olmuştur. “Namus cinayetleri” olarak adlandırılan kan davaları günümüze kadar Türk toplumlarında geçerliliğini korumaktadır. Türk kadınlarının namus ve iffetleri korunmuş bir hayatları vardı. Aşiret töresine göre aileler kurulmuş ve yaşatılmıştır. Türk tarihi eserlerinde veled-i zina sözcüğüne rastlanmamıştır. Veled-i zina sözcüğü Farsça bir kelime olarak sonradan, bozulan toplumlarda kullanılır olmuştur.  

 

Türk milletinin evrensel kültür ve töresini oluşturan aile ve millet geleneğinin unutulmaması ve yaşatılması her Türk evladının görevidir. Millet varlığının korunması ve devam ettirilmesi, milli varlığımızı hedef alan düşman güçlere karşı her zaman hazır olmanın temeli öz benliğin korunması, gelecek nesillere aktarılması ve yaşatılması ile mümkündür.

 

 Eski çağlarda geniş aile yapısı ile güçlü toplum olabilme ön planda iken, günümüzde çekirdek aile tipi gelişmiştir. Hukuki sistemlerde çekirdek aile tipini esas alarak yasal düzenlemeye gidilirken, geniş aile yapısının işleyişi daha çok töre ve dini inançların, ahlaki kuralların düzenlemesi ile hayat bulmuştur. Manevi değerlerin ve inançların körelmesi ve zayıflamasına paralel olarak, makineleşme ile karşı karşıya kalan toplumlarda geniş aileyi oluşturan sülale bağları, aşiret bağları da zayıflamıştır. Manevi zeminde hayat bulan, sülalenin büyüklerine karşı gösterilen saygı, bağlılık, hürmet yanında, küçüklere karşı gösterilen şefkat, sevgi gibi yüksek insani ve imani değerler unutulmaya başlarsa topluluk gücü de zayıflar. Aile bağlarının güçlenmesini sağlayan, ahlaki ve dini kuralları tanımayan topluluklarda aile düzenleri de zayıf ve farklıdır. Bir milletin aile bağları gelişmemiş ise o topluluğun hayata tutunacak kolları ve kökleri çürümeye mahkûmdur.

 

Ülkemizde geleneksel geniş aile tipi zayıflamıştır. Tarıma dayalı köy hayatı önemini yitirirken, şehirleşme ve göçler geniş aile oluşumunu önleyerek, çekirdek aile yapısını geliştirmiştir. Cumhuriyet döneminde kabul edilen ve İsviçre’den ithal edilen medeni kanun kapsamında tek evliliğe müsaade edilmektedir. Devam edecek

You may also like

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00