Ev 9. Sayı Ba’de Harab’il Gazze

Ba’de Harab’il Gazze

Tarafından Uyanış

Muhammed RECEPLİ

Basra

Ba’de Harab’il-Basra sözünü duymayan yoktur. Kelime kelime anlamını bilmese de hemen herkes o sözün, iş işten geçtikten sonra gibi bir anlama geldiğini bilir. Sözün tam karşılığı ise; Basra harap olduktan sonradır.  İş işten geçtikten sonra laf etmenin bir kıymet-i harbiyesi yoktur.

Bu meşhur deyimin çıkışıyla ilgili ilginç gelebilecek bir hikâyesi de var. Anlatılan o ki; Basra’ya gönlü güzel bir adamın yolu düşer vakti zamanında. Hikâyeye geçmeden Basra’yı kısaca da olsa tanımak doğru olacaktır. Basra, Irak’ın Basra Körfezindeki liman kentidir. Irak’ın Bağdat’tan sonraki en büyük ikinci şehri konumundadır. Basra, bulunduğu konum itibariyle stratejik bir öneme sahiptir. Çin ticaret güzergâhının buradan geçecek şekilde planlanması, buranın önemini daha da artırmış bulunmaktadır. Irak’ın güneyinde bulunan Basra’nın doğusunda İran, güneybatısında Suudi Arabistan, güneyinde ise Bara Körfezi bulunmaktadır. Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar bölgeye yakın mesafede bulunmaktadır.

Hikâyeye dönersek; bu gönlü güzel adam, yüreğinin yufkalığından olmalı, elde avuçta ne varsa mazlum ve mağdur durumda olanlara, kendisini düşünmeden veren bir adamdır. Ama bu durum, kendisinin mazlum ve mağdur olmasına da engel olamaz. Onu hor görürler. Aşağılarlar. Karnını doyuracak ekmek vermeyi çok görürler. Kasaplar etin yaramaz kısmını kedi köpeklere verdikleri gibi onu da başından savma kabilinden horlayarak verirler. Eti bulsa ateşi bulamaz. Ondan ateşi esirgerler.  Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste, denmiştir ya öyle bir hal yaşanır. Mazlum adam, halini Kadir Mevla’ya arzeder. Basra’da her tarafı kasıp kavuran bir yangın çıkar. Herkes başının derdine düşmüştür. O yangından aldığı bir ateş parçasıyla elindeki bir yiyimlik eti pişirir. Onun bu halini gören bir Basralı; sonunda ateşi buldun, dercesine ona bakar. Onun verdiği karşılık ise daha bir manidardır: Ba’de harab’il-Basra; Basra harap olduktan sonra.

Önemli olan, Basra harap olmadan, maruzatın karşılık bulmasıdır.

Basra’dan Gazze’ye

Aslı olsa da olmasa da ibretlik bir hikâyeyi işaret eden bu deyimden sonra onu sayısız katmanlara katlayacak Gazze’ye gelmek, insana utanç veren bir trajedi.

7 Ekim 2023’ten bu yana 7 aydır bir insanlık suçu, bir film şeridi gibi insanlığın gözleri önünde cereyan ediyor.

Bir elin parmaklarını geçmeyen sayıdaki ülke dışında fiili olarak adli ve ticari girişimde bulunan devlet yok.

35 bin sivil Filistinli insan bir devlet terörü sonucu katledildi, katledilmeye devam ediliyor. Çocuklar, kadınlar, basın mensupları, sağlıkçılar, Birleşmiş Milletler mensupları… katlediliyor.

Evler, hastaneler, okullar, parklar, bahçeler; enerji, su, gıda, barınma, temel insan ihtiyaçları, doğa, hava ve yer talan ediliyor.

  1. ayın içinde İslam İşbirliği Teşkilatı yaptığı toplantıda tavsiyelerde bulunuyor.

Altıncı ayda Türkiye bir takım ticari kısıtlamalara gideceğini açıklıyor.

Yedinci ayda Türkiye, bütün ticari ilişkileri askıya aldığını/alacağını açıklıyor.

Son sayılanlar, Gazze’de taş üstünde taş ve neredeyse gövde üzerinde baş kalmamışken oluyor… Bütün bunlar, İsrail, Refah sınır kapısına dayanmışken oluyor. İsrail, şimdilik, hedeflediği noktaya gelince oluyor.

İsrail’in doğusunda FKÖ’nün “etkili” olduğu Batı Şeria bulunuyor. Batısında ise Hamas’ın “etkili” olduğu kuzeydeki Gazze ve güneydeki Refah bölgesi yer alıyor. İsrail, önce Gazze’yi talan etti, şimdi Refah’ı talan ediyor. İsrail, kendisiyle Akdeniz arasındaki engeli ortadan kaldırmış oluyor. Uluslararası yardım gemileri artık Akdeniz’den yardım ulaştıracaklarında karşılarında İsrail devletinin karasularını bulacaklar.

Bütün bunlar olurken doğuda gıkı çıkmayan “Filistin Devleti” sıranın kendine geleceğini ya da geldiğini anlayacak çapta mıdır acaba?

Demek oluyor ki; İsrail devleti, Gazze’de istediği hedefe ulaştıktan ve güneyde Refah sınır kapısına dayandıktan sonra bütün ticari ilişkileri kesmen ne anlama geliyor? Bunun pek çok anlamı var. Ama ikisini söylemekle yetinelim:

  1. İsrail, menziline ulaşıncaya kadar lafla durumu idare etmek.
  2. İş bittikten sonra, “pek beyinli” kitleye; bak biz bütün ticari ilişkileri askıya aldık, demek.

Fotoğraf, bu.

Suçlu ve Masum

Bir insanlık utancı karşısında dünyadaki bütün erkler, vahşete dur demeyen bütün erkler suçludur. Gazze’deki katliam durdurulsun diye eylem yapan sivilleri ve öğrencileri utanmazca darp eden Amerika ve Almanya güvenlik güçlerini sahaya süren irade suçludur. Ne kızılderili soykırımını, ne de Nazi katliamını unutturmak mümkündür.

Masum olan bir kesim de var. Başta Amerika olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerindeki üniversitelerde eylem yapan üniversite öğrencileri masumdur. Sevinerek belirtelim ki; ülkemizdeki üniversite öğrencilerinin yaptığı yasal demokratik eylemler masumdur.

Masum direniş unutulmadığı ve unutturulmadığı zaman, dünyada emperyalizm için korkulu süreç başlamış demektir.

Hakkı Teslim

Yıllar evvel; Amerika Rusya Yahudiye kukla, diyen irade, bir erken uyarı sistemi olmuştur.

Emperyalizmin beyni Siyonizm’dir, diyen irade, bir erken uyarı sistemi olmuştur.

Ne Amerika ne Rusya ne Çin; Türkiye, Türkiye, diyen irade, hakkı yenilmez bir duruş sergilemiştir.

Kimin fitillediği belli olmayan ama kimin işine yaradığı belli olan mızmızlarla bir yüce yüceliş hareketini baltalamaya çalışan ve üç kuruşluk dünya için kış uykusuna yatanlar, uykularının kaça mal olduğunu anlayacaklardır, zamanı gelince.

Merhum Akif, feraset sahibi bir adam:

Ey dipdiri meyyit, iki el bir baş içindir;

Davransana eller de senin, baş da senindir.

 

 

 

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00