Ev 7. Sayı BAŞYAZI: 31 Mart Seçimleri ve Siyasetin Doğruluk, Dürüstlük ve Ahlakla Sınavı #7

BAŞYAZI: 31 Mart Seçimleri ve Siyasetin Doğruluk, Dürüstlük ve Ahlakla Sınavı #7

Tarafından Cuma NACAR

Eşit, adil, demokratik olmayan; ahlaki ve insani hiçbir sınır tanımayan, devlet ve belediye hazinesinin yağma edildiği bir seçime daha gidiyoruz.

31 Mart yerel seçimlerin yapılacağı gün yaklaştıkça; iktidar ve başta ana muhalefet partisi, geçen her gün siyasi mücadele seviyesinin, ölçüsünün kaybolmasına sebep oluyorlar ve saldırganlaşıyor.  Ortalık toz duman, göz gözü görmez oluyor. Oysaki siyaset böyle mi yapılmalıydı?  

Rahmetli Bilge Lider Aykut Edibali’nin dediği gibi; bir ibadet temizlik ve titizliğinde yapılması gereken bu yüce ahlak mesleğinin arasına beşerî, dünyevi ve hatta süfli amaçlarını tatmin için karışanların sayısı ve etkisi ne yazık ki azımsanamaz. Gerçekte ise seçmek gibi ulvi bir hak ve görev yüklenen insan ve vatandaşın ne kadar büyük bir sorumluluk yüklendiği açıktır. Vatandaşlarımız bu ulvi hak ve görevini yerine getirirken hazreti insan gibi davranmak zorundadır. Siyasi tercihinde vatandaşın gönlü, yüreği, aklı sürekli olarak manipüle edilmekte, tercihlerinin üzerine ipotek konulmaktadır. Onu Yanıltanlar, kandıranlar vatandaşın akıl ve gönlünü iğfal edici tuzakları profesyonelce kurmakta; bilim dallarının, özellikle psikoloji ve sosyal psikolojinin verileri acımasızca ve vahşice kullanılmaktadır. Hayatımızın bütün alanlarında olduğu gibi siyasi hayatımıza da o kadar çok toksik madde karışmış ki… Bunun sonucunda yapılan siyasi mücadelede sırf iktidar olmak için her yol mübah sayılmakta ve hiçbir ahlaki değer, sınır gözetilmeden iktidar kavgası verilmektedir. Ortalıkta valizlerle paralar, milyon dolarla aday olunması veya adaylıktan çekilmesi pazarlıkları yapılmakta, sırf belediyeleri kazanmak uğruna bölücü terör örgütü ile arasına mesafe koyamamış, onları lanetleyememiş DEM ile pazarlıklar yapılmakta ve belediyelerin onlarla birlikte yönetildiği ifşa olmaktadır. Bir başka adayın malvarlığı listesi ekranlara sığmamaktadır.

Siyaset, siyasi partilerin ilan ettikleri programlarının vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları ve toplumun tüm katmanları tarafından benimsenmesi ve kabulü için dürüst ve samimi bir mücadele tarzı ile yapılması gerekir. Türkiye’de tek parti dönemini bir kenara bırakırsak, çok partili siyasi hayata geçtiğimiz dönemden itibaren; tüm sosyal hastalıkların, krizlerin temelinde hukuk devleti olamamamız ve halkın hakkıyla seçim yapamaması yatmaktadır.

Seçim ahlakı, dumura uğratılmıştır. Seçim gibi en temel insan hakkı olan hayati bir görev, adeta bir horoz dövüşüne, kayıkçı kavgasına veya bir orta oyununa dönüştürülmüştür. Seçimlerin, seçilme yarışına katılanlar ve seçenler yönünden dini, vicdani, insani, vatandaşlık hak ve görevi bakımından ciddi ve ağır sorumlulukları olması gerekir. Sadece oy sayısının rolü ile düşünmek ve hareket etmek doğru ve haklı bir yaklaşım olmayacaktır. Haktan, adaletten, ilimden, ahlaktan kaçarak; yalan, hile ve hayale dayanarak kamuoyunun desteği alınmış olsa bile bu ahlaki, demokratik ve meşru olamaz. İradenin sakatlanması ile alınan vekalet, geçerli değildir. Seçimin ayrıca ahlaken, dinen, ideal ve evrensel hukuk ilkeleri bakımından sorumlulukları vardır. Kabul etseler de etmeseler de ‘Sultanlar Sultanı’nın huzurunda zerre-i miskal iyilikten veya kötülükten dolayı hesap vardır. Seçilme yarışına katılanların da seçenlerin de bu gerçeği asla akıllarından çıkarmadan seçim çalışmalarını yürütmeleri gerekir.

Siyaset, bir kişinin veya bir kişiye azat kabul etmez bende olmuş kişi veya topluluğun, hiç ölmeyecekmiş gibi doymak bilmez ihtirasla makam, mevki, şan şöhret hasılı dünyalıklarına ulaşmada bir araç haline gelmiş ise; kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı, ötekileştirici, siyasi rakiplerini düşman görerek iftira, şantaj, tehdit, satma veya satılmaya dönüşmüş ise bunun adı siyaset olamaz. Yozlaştırılmış ve varlık sebebini imha etmiş bir pratik olur ki böyle kirli bir siyaset; dalanların, aldananların ve kaybedenlerin siyaseti olacaktır. Böyle çirkin bir siyaset anlayışını tarihin şehadeti ile şiddetle reddediyoruz.

Oy vermek anlık, basit ve sıradan bir eylem değildir. O bir oy sadece aziz vatanımızın, milletimizin, devletimizin, bizim değil; torunlarımızın, çocuklarımızın, gençlerimizin, bölgemizin, insanlığın geleceğidir. O bir oy hak etmeyenlere verilirse eğer; Allah korusun toplumu yok oluşa götürecek, kıyameti beklememize sebep olacak bir eyleme dönüşür ve onların yaptığı her haksızlıkta, zulümde onların bu günahına ve vebaline ortak olunur. Yani verilen her oy isabetine göre kişiyi kötülerin veya iyilerin ortağı, işbirlikçisi haline getirir. Biz inandık ki, insan için ancak iki eliyle yaptıkları vardır ve insanın kaderi kendi boynuna asılmıştır. Bireysel veya toplumsal olarak yaptıkları iyi, güzel, doğru ve hak eylemleri onun her iki dünyada da aziz olmasına, izzet ve şeref sahibi olmasına sebep olacaktır. Veya kötü, çirkin ve zararlı eylemleri onu iki cihanda zillet içinde, dönülmesi zor büyük bir hüsran ve pişmanlık içinde bırakacaktır.

Millet Partisi’ni aday olarak, aday bularak destekleyen; sahalarda sokak sokak, mahalle mahalle, çarşı, pazar ziyaretleri ile davasını anlatan, oylarıyla tüm kandırıcıların, aldatıcıların oyununa gelmeden, caydırıcı telkin ve baskılarına rağmen dalmadan ve aldanmadan destekleyen, gecesini gündüzüne katarak hak ve millet davasını anlatan vatandaşlarımıza, yiğit ve kahramanlara teşekkür ediyor ve onları saygı ile selamlıyoruz. Kararlılıkla, ciddiyet ve samimiyetle ilan ediyoruz ki Millet Partisi geleceğin yükselen yıldızı olacaktır, duyulan güvene layık olacaktır. Kandırıcıların, aldatıcıların iddia ettiği gibi oyların boşa gitmesi bir yana; bu oyların altın değerinde olduğuna, bire yedi yüz veren bir başak gibi olacağına inanıyoruz.

Seçimi gerçek bir seçim haline getirecek; ülkenin en temiz, dürüst, becerikli, ilim-irfan sahibi vatandaşlarını seçme imkanını sağlayacak bir seçim mevzuatı zarurettir. Her fırsatta yaptığımız çağrılarımıza kulak tıkayan iktidar ve muhalefet partileri bu ertelenemez, hayati bir görevi yerine getirmek istememektedirler. Adil, dürüst, ehliyet ve liyakat sahibi, donanımlı olanların seçilmesini sağlayacak ahlaklı, helal, temiz, adil, dürüst ve gerçek bir seçim mevzuatını getirecek olan Millet Partisi’dir.

Millet Partisi’nin daveti, aziz milletimizin içine düşürüldüğü sosyal, ekonomik, siyasal, ahlaki, adli krizin yok olduğu; mutlu Türkiye amacına ulaşmak için yapılan çağrıdır. Topyekûn imkanları ile insanlarımızı hakka, doğruya, gerçeğe, iyiye, güzele ve gelişmeye davet etmeye devam edecektir. Türkiye’nin yok oluşuna giden çözülüşünü artık durdurmak, Müslüman Türk milletini adaletin, kardeşliğin, barışın hâkim olduğu güçlü ileri ve mutlu bir Türkiye ve yeryüzü hedefine yönelmiş büyük bir millet yapma azim ve kararlılığındadır.

 

Böyle bir siyasi arenada, aziz vatandaşlarımıza düşen görev ise belediyenin altın anahtarını ahlak, ehliyet, liyakat, erdem, doğruluk, dürüstlük yoksunu olanlara; söz verdiklerinde sözünde durmayanlara, emanete hıyanet edenlere, konuştukları zaman yalan söyleyenlere vermemektir. Belediyelerin imkanları ile kirli siyaseti finanse edenlere hayır demektir. Vatandaşın elindeki oy pusulasına göz dikmiş, belediyeyi rant kapısı görenlere, belediye hazinesinin ahlaksız yağmacılarına, siyasetçi bozuntularına artık yeter demek gerekir.  

Siyasi iktidar ve ortaklarının devletin, başta ana muhalefet partisi olmak üzere diğer muhalefet partilerinin ise yönetimlerindeki belediyelerin bütün imkanlarını kullanarak veya ihale zengini yandaşlarının ciddi finansman desteği ile yürüttükleri seçim çalışmalarına rağmen; tüm anti demokratik, eşit ve adil olmayan şartların ağır baskısı altında, diğer kanallar bir yana üstüne üstlük bir de kamu malı olan TRT’nin ekranları kapatılarak seçim çalışmalarının yürütüldüğü 31 Mart yerel seçimlerine giderken Millet Partisi kadrolarının yiğitlik, kahramanlık, fedakarlık ve feragatle; harama bulaşmadan, alın teri emekleri ile azimle, kararlılıkla, helal paraları ile yürüttükleri seçim çalışmaları destansıdır. Her türlü takdirin ve tebriğin üstündedir. Hak ve millet davasına, Muhteşem Türkiye’ye olan çağrısı, uyarısı görülmeli, anlaşılmalı ve desteklenmelidir.

 

SİYASET, TÜRKİYE’NİN BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜNÜ GÖZÜ GİBİ KORUMALIDIR

 

Özellikle seçimlerden sonra yapılması planlanan Anayasa değişikliği ile derhal ıslah edilmiş parlamenter hükümet sistemine rücu edilmelidir. Aksine ne olduğu belli olmayan, ucube cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kalıcı hale getirmek son derece tehlikelidir. Hele hele vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne zarar verici, aziz milletimizin kurucu millet olduğu gerçeğini ortadan kaldıracak birtakım düşüncüleri akıllarına bile getirmemelidirler. PKK silahlı terör örgütüne yeniden can suyu olacak yeni bir açılım saçılım sürecine girerek; geçmişte yaşanan acıları, ızdırapları tekrar etmekten şiddetli kaçınmalıdırlar. Bu terör örgütü ile arasına mesafe koyamamış siyasi parti yetkililerinin, bu sorunu ancak Tayyip Bey çözer yönündeki açıklamalarına kanılmaması, aldanılmaması gerekir. Nevruz kutlamaları sırasında bu partinin yetkilileri açıkça ‘dört parçaya ayrılan kürdistan’ diyebilmişlerdir. Yine bu kutlamaları sırasında bunda sonra irademizi sadece kendimiz için kullanacağız, “Bu ülkeyi yönetenlere sesiniz ulaştı, hep beraber seçimden sonra barışın yolunu açacağız” derken; bugüne kadar iradelerini kimin için kullanıyorlardı sorusu kaçınılmaz ve ibretlik bir sorudur. Yine “Bugünden tezi yok Kürtler ulusal birliklerini sağlamalı, ulusal birlikleri önündeki engelleri ortadan kaldırmalıdır.” derken nihai gayelerinin ne olduğunu açıkça ifade etmektedirler. Bu türden bölücü söylemlerinden derhal vazgeçmeleri gerekir. Aksi halde millet vicdanında mahkûm edileceklerini unutmamalıdırlar. Bölücü söylemlere ve eylemlere başta Kürt vatandaşlarımızın karşı olduğunu bilmeleri gerekir. Aynı şekilde bu ve benzeri söylemlere iktidar ve muhalefet partileri prim vermemelidir. Özellikle ülkeyi yönetenler de ‘bu sesin kendilerine ulaştığını düşünerek’, seçimden sonra yeni bir açılım saçılım felaketine girmemelidir.

Ana muhalefet partisi, terör sevici bu siyasi parti ile seçimlere birlikte girdiği yerlerde belediye başkan yardımcılığı veya meclis üyeliklerinin bir kısmını bu partiye vereceklerini ilan etmiştir. Esas itibarı ile ana muhalefet partisinin grup başkan vekili de olan bir adayı “Belediye Başkanı olduğumda belediyeyi DEM ve HÜDA-PAR ile yönetmeyeceğim” derken; başta Ankara ve İstanbul olmak üzere, yönetimlerindeki diğer belediyeleri mahut parti ile mi yönetmektedirler? sorusunu akıllara getirmiştir.

RAMAZAN AYI VE BAYRAMI KUTLU OLSUN.

İçinde bulunduğumuz ay Kur’an’ın indiği ve içinde bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi olan bir ay. Ramazan ayında rahmet, bağış ve kurtuluş getirecek ameli salih aksiyonunda olmayı, uyanışı ve Kur’an’da dirilişi niyaz ediyorum. Korunanlardan olabilmemiz için, bizden önceki topluluklara da farz kılınan orucun, bir bakıma bu ayda indiği buyrulan Kur’an için, onu anlama ve yaşama için olduğunu anlıyoruz. Karşılaştığımız bir yığın bid’at ve hurafelere rağmen, bu mübarek aya eriştiğimiz için hamd ediyor, şükrediyoruz. Bir kez daha rahmetli Bilge Lider Aykut Edibali’nin hayatını vakfettiği her biri altın değerindeki Muhteşem Türkiye projesini, özellikle İslam Rönesansı’nın değerini, emsalsiz oluşunu idrak ediyoruz. Ramazan ayının sonunda idrak edeceğimiz bayram ise Gazze, Doğu Türkistan başta olmak üzere yeryüzündeki haksızlığın, adaletsizliğin, kan ve gözyaşının karşısında, ne kadar bayram olur ki?

Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığını ortadan kaldıran, üzerinde ciddi şaibelerin ve kara bulutların dolaştığı kendi içindeki şikayetler, rüşvet iddiaları ile Papalığın veya bazı Hristiyan ülkelerin eşcinsel evliliğe onay vermesi ve bunu ilan etmesi de batı medeniyetinin son sürat yıkılışa koştuğunu göstermekte ve her biri ayrı bir yazı konusu olman bu hususlar için şimdilik bu kadar ile yetinelim.

31 Mart yerel seçimlerinin siyasi iktidara da onun koltuk değneği olan ana muhalefet ve diğer muhalefet partilerine geçit vermeyecek ciddi bir mesaj içermesini, vatandaşlarımızın basiret ve dirayetine olan güvenle diliyoruz. Oyların çift başlı beyaz kartalı, hilali ve kitabı ile Millet Partisi’nde toplanması duası ile yeni bir çağın yürüyüşünün işaretlerini görmeyi niyaz ediyoruz.

Ramazan ayının ve bayramının hayırlı olmasını, yeryüzüne yeni barış medeniyetinin egemen olmasını, bunun için gerekli inancı, mücadeleyi ve zaferi vermesini Allah’tan diliyoruz.

 

 

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00