Ev 12. Sayı BAŞYAZI: Zaferler Ayımız Kutlu Olsun. Hürriyet Güneşi Hep Parlayacak! #12

BAŞYAZI: Zaferler Ayımız Kutlu Olsun. Hürriyet Güneşi Hep Parlayacak! #12

Tarafından Cuma NACAR

Aziz Okuyucu,

Uyanış’ın 12. Sayısında buluşmakla bahtiyarız. Ne kadar şükür etsek azdır. Bu sayı ile birlikte Uyanış, birinci yılını doldurmuş olmaktadır. Katkı sağlayan tüm kardeşlerimize sonsuz teşekkürler. Emeklerinin Hak ve Millet Davası’ndaki yeri büyüktür. Barışa, adalete, hak ve hakikate davet eden, kimseden herhangi bir ücret istemeden benim ücretim Hakk’a aittir diyen yiğitlere selam olsun.

TÜRKİYE, BOP EŞ BAŞKANLIĞINDAN BERİ BAĞIMSIZ POLİTİKALARDA ACİZDİR

Dış politikanın bütün alanlarında Doğu Akdeniz’de, Ortadoğu’da, komşularımızla olan sorunlarda, Kıbrıs Politikasında, ABD, AB, Rusya ve Çin ile olan ilişkilerimizde yüreğimizi dağlayan acziyeti görmek kahredici. Devlet ve millet olarak sahip olduğumuz tarihi tecrübe, bilgi ve kadro birikimi tüm bu sorunların üstesinden gelme imkanı vermesine rağmen…

İşte neredeyse on bir aya yakın bir süredir Gazze’de, İsrail faşist yönetiminin şimdi de güvenli bölge diye gönderdiği yerlere acımasız saldırıları soykırım ve vahşet derecesinde dünyanın gözü önünde devam ediyor. İsrail’in Temmuz başlarına kadar Gazze’de 47 bin civarında Filistinli’yi katlettiği, bunun iki katına yakın kişiyi da sakat bıraktığı, ölenlerin yüzde 60’nın kadın ve çocuklardan oluştuğu ilan edilse de; akademik dergilerin verilerine göre ölü sayısı 186 bin civarında. Buna göre Filistinlilerin % 8’i katledilmiş oluyor. Bu soykırım ve vahşete karşı dünya insanlığı ayakta ama yöneticeleri kör, sağır ve dilsiz bir şekilde bu insanlık suçunu izlemekle yetiniyor.

İsrail yönetimi dünya konjonktürünü ideal olarak görmüş olmalı ki, arz-ı mev’ud’a sahip olmak için 3. Dünya Savaşını da göze alarak bölgeyi ateş çemberine atmaktan çekinmemekte. Bir yandan da Suriye’yi, Lübnan’ı bombalamakta. Pervasızca hareketine, bir bakıma İran’ı savaşa mecbur etmek için İran’da Hamas’ın siyasi liderini alenen öldürmeye cesaret edebilmektedir. Öte yandan evanjelikler de armageddon’un saatinin geldiğine inanmış olacaklar ki İsrail yönetiminin bu insanlık suçuna, barbarlığına seyirci kalmaktalar. Tüm bunlara rağmen Filistin Devleti’ni resmen tanıyan veya tanımaya hazırlanan birçok devletin yanında, sadece birkaç batılı ülkelerin yöneticileri bu vahşete isyan etmekteler. İslam Dünyasındaki kör ve sağırlık ise bütün vahameti ile devam ediyor.

Kendini insan hak ve özgürlüklerinin temsilcisi, savunucusu gören ABD’deki bazı yöneticiler Gazze soykırımına kör ve sağır kaldıkları yetmezmiş gibi bir de insanlık için bir utanç ve yüz karası icraate imza attılar. Sanki Lahey Adalet Divanı savcısının (Uluslararası Ceza Mahkemesi) İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı hakkındaki yakalama istemine misilleme olarak, belki de göz dağı verircesineBenyaminNetanyahu’yu Kongre’de onur konuğu olarak hitap ettirdiler ve baştan sona kadar yalan ve manipülasyonlarla dolu, değişik veriler olsa da ortalama olarak 52 dakikalık konuşmasında 58 defa ayakta alkışladılar. Hem de protestocu Amerikan vatandaşlarına aptal diyerek hakaret eden konuşmasını…O Kongre’de konuşurken ABD vatandaşları dışarıda onu protesto ediyorlardı. Bu arada Temsilciler Meclisi’ndeki 212 Demokrat Partili vekilin 112’si, Senato’daki 51 Demokrat senatörün 24’ünün, bu konuşma yapılırken salona girmemeleri takdire şayan ve ABD yöneticilerinin aklını başına almaları için bir umut ışığı olarak görülmeli.

Topraklarının tamamı işgal altındaki Filistinli siyasi oluşumlar ise 14 parçaya bölünmüş ve bir araya gelmekten aciz. Türkiye dahil hiçbir İslam ülkesinin bu grupları bir araya getirme çabası sonuç vermezken; Doğu Türkistan’daki başka bir zulmün, soykırımın faili Çin, bu 14 siyasi oluşumu Pekin’de bir araya getirmiş ve savaş sonrası geçiş hükümetini oluşturacak Pekin Deklarasyonu imzalanmış. İslam Dünyasının ağlanacak hali…Dışişleri Bakanlığımız ise Filistinlilerin bu anlaşmasındaÇin’in katkılarını takdirle karşılıyoruz, demiş. Anlaşılan o ki bugüne kadar siyasi iktidarın bu yöndeki çabaları değil de, Doğu Türkistan’da soykırım uygulayan Çin’in çabaları daha etkili olmuş.

Dış politikadaki acziyet sadece bununla da sınırlı değil. Doğu Akdeniz’deki sondaj gemilerimiz bölgeden çekileli hayli bir zaman oldu. Bölgedeki sondaj gemilerimiz başka başka yerlere gönderilmekten vazgeçilmelidir.Libya ile yapılan Deniz Yetki Anlaşması’nın gereği yapılmazsa, fiili olarak bu alanları işgal edenlere meydanı boş bırakmış oluruz. Türkiye, Doğu Akdeniz’de sondaj faaliyetlerine derhal başlamalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanı’na Kıbrıs Barış Harekatı törenlerinden gelirken gazetecilerin Atina Hükümeti’nin Kıbrıs’ta askeri üs kurma planı sorulduğunda verdiği cevap, akıllara durgunluk derecesindedir. Ne demiş “Şu anda Ada’da Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı binasıyla, Kuzey Kıbrıs Parlamento binası inşaatı yapıyoruz. Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz…” Sayın Cumhurbaşkanı askeri üsse karşı, en iyi bildiği işi yaptığından, yani inşaat yaptığından bahsediyor. KKTC’nin dünya devletlerince tanınması çabası, varlığını tehlikeye düşürecek operasyonlara karşı gerekli tedbirleri almak varken bu cevap; Kıbrıs’ı timsahın kuyruğu diyerek, Kıbrıs Davası’nın azametinden habersiz ve onun önderlerine tecrit uygulayan zihniyeti çağrıştırdı.

Büyük Ortadoğu Projesi, Arap Baharı bölgede; yani Irak, İran, Suriye, Türkiye topraklarındakiteröristan hayali aslında, Büyük İsrail Projesi’nin araçlarıdır. Arz’ı Mev’ud’un acımasız ve kanlı işgal hedefine karşı, bölge ülkelerinin barış içinde paktlar kurması zarurettir. Bir an evvel Suriye ile ilişkilerin normalleşmesi kaçınılmazdır.

SAYIN CUMHURBAŞKANI DIŞ POLİTİKADA SORUMSUZ DAVRANAMAZ.

Dünyanın 3. Dünya Savaşı’na sürüklenmek istendiği, bölgenin kaynadığı bir zamanda Sayın Cumhurbaşkanı’nın Rize’deki konuşmasında “Biz nasıl Karabağ’a girdiysek, Libya’ya girdiysek, bunun benzerini aynen onlara da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yok”. sözleri ağzından dökülüverdi. Zaten bahane arayanlar için bulunmaz bu sözleri sanki Türkiye, İsrail’e saldırı hazırlığında algısına sebep olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanının böylesine fevri, sorumsuz, iyiniyetli yorumla heyecanla sözler sarf etmesi dış politikada bir yığın çamın devrilmesine sebep olmuş ve dış işleri diplomasisini zorda bırakmıştır.Zaten yalnızlığa itilen Türkiye’nin daha çok yalnızlaşmasına sebep olmuştur. Millet olarak bu ve benzeri anlayışların bize bir cihan imparatorluğunu kaybettirdiğini unutmadık. Galiba danışmaları bu konuda her zaman haklı çıkıyorlar. Çünkü elinde yazılı bir metin veya prompter olmadan konuşmuştu. İktidar uzun süre İsrail ile ticari ilişkilerini kesmemiş, alınması gereken bir yığın tedbirleri almamış, İsrail’in ilk saldırılarından itibaren Uyanış Dergimizin alanında uzman yazarlarının Kürecik Radar Üssü’nün geçici olarak faaliyetlerinin durdurulması önerisi hala dikkate alınmamış, ilk günden Konya basın açıklamamızda ifade ettiğimiz üzere İsrail aleyhine dava açmamış veya daha yeni davaya dahil olmuş iken bu açıklamanın ciddiyet, samimiyet, basiret ve dirayetinden söz edilebilir mi? Bir de üstüne üstlük kardeş Can Azerbaycan yetkililerinin bu sözün aksine açıklama yapmak zorunda bırakılması da başka bir yıkıma sebep olmuştur.

VATANDAŞI AÇLIĞA, TÜRKİYE’Yİ İTİBARSIZLIĞA DÜŞÜRENLER DERHAL İSTİFA ETMELİDİR.

AKP iktidarında fakir daha çok fakir, zengin ise daha çok zengin olmuştur. İşte dünyanın önde gelen bankalarından birinin yapmış olduğu dünyadaki servet dağılımı raporu Türkiye’de mutlu bir azınlığın servetine servet kattığını gözler önüne serdi. Buna göre mutlu azınlık TL üzerinden % 157, dolar üzerinden de % 63 servetine servet katmış. Bu oranın ABD’de % 2.5 olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bir avuç mutlu azınlığın kar marjının hangi seviyelerde olduğu sanırız daha iyi anlaşılır.  Nitekim AKP iktidarının 190 milyar liralık kamu ihalesi verdiği 20 inşaat şirketinin 8’inin 2023’te hiç vergi vermediği, bazı şirketlerin matrah bile açıklamadığı, açıklayanların da ödeme yapmadığı ortaya çıktı.

Kamu Özel İşbirliği kapsamında Hazine garantili -bazıları hiç de gerekli olmayan, bazıları da çok astronomik fiyatlara çıkarılan- projelere milyarlarca dolar para bulunuyor!Bazı şirketlerin milyarlarca lira vergi borcu affedililiyor veya erteleniyor! İş depremzedeye gelince iktidarın tavrı değişiyor.6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremde yerle bir olan 11 ildeki, ‘mücbir sebep’ uygulamasının aradan bir buçuk yıl geçmeden 31 Ağustos 2024’te kaldırılması kararının, tüm uyarılara kulak tıkayarakmutlaka uygulanacağı duyuruluyor!Depremzedenin boğazı sıkılmak isteniyor!İktidarı bir kez daha ikaz ediyor ve depremzedenin sesini dinlemeye, en azından bölgenin bazı yerlerinde ve bazı sektörlerde bu kararı ertelemeye çağırıyoruz.

Öte yandan Dünya Adalet Projesi’nin 2023 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre Türkiye 142 ülke arasında 117. sırada ve Çin, Hindistan, Rusya gibi ülkelerin yanında birçok Afrika ülkesinin bile gerisinde kaldığı ortaya çıktı.

BEYİN GÖÇÜ DERHAL DURDURULMALIDIR.

Türkiye’nin beka sorunu adı altında esas meseleleri iktidar ve ortakları tarafından görmezden geliniyor. Ülkemizin en önemli meselesi gençliğimizin, aslında geleceğimizin düşürüldüğü vahim tablo. Maalesef bugüne kadar ümitvar olacağımız bir gelişme da kaydedilmedi. Beyin göçünden bahsediyoruz. Gençlerimiz daha iyi bir gelecek kaygısı ile kendilerine ve emeklerine, buluşlarına değer verilmediği, desteklenmediklerini düşünerek ülkemizi terk ediyorlar. Gençlerimizin yurtdışına gidişlerinde azalma olacağına sürekli artıyor ve iktidar bu meseleye çözüm bulmamakta ısrar ediyor. Bazıları beyin göçünün maliyetinin trilyon dolarlarla ifade edilemeyeceğini söylerken, aslında konunun maddi yönünün yanında geleceğimizin kaybolması bakımından hayati olduğu açıktır. Bir an evvel beyin göçüne dur demeli ve bunun için gerekli tedbirler acilen alınmalıdır.

Yine eğitim hayatına Türkiye’de devam eden gençlerimiz adeta öz yurdunda garip, öz vatanında parya durumuna düşürülmüştür. Öyle ki yabancı öğrencilerin ödediği eğitim ücretinin neredeyse iki katına yakın daha fazla eğitim ücreti ödemek zorunda bırakılmaktalar. Üstüne üstlük üniversitelerde akademik görevlere azımsanmayacak sayıda bu yabancılar getirilmektedir. Bu nasıl garabettir, aymazlıktır. Gençlerimizin kendi ülkelerinde, üniversitelerinde daha fazla ücret ödeyerek eğitime devam etmelerinin hiçbir izahı olamaz. Derhal bu garabete son verilmelidir.

Diğer yandan üniversite sınavına giren gençlerimizin ancak üçte biri ilk yılında bir bölüme yerleşiyor ve üçte ikisi şansını tekrar denemek için ikinci kez sınava giriyor. Bu eğitim sisteminin iflası değil midir? Bir an evvel daha liseye gelmeden, kabiliyetlerine göre gençlerimizin sanat okullarına yönlendirilmesi ve bir meslek sahibi olmasını sağlayacak tedbirler alınmalıdır. Aksi halde üniversite mezunu gençlerimiz işsizler ordusuna katılacaklardır. Siyasi iktidarı, gençliğimize kıymamaya çağırıyoruz.

ZAFERLER AYIMIZ KUTLU OLSUN. HÜRRİYET GÜNEŞİ HEP PARLAYACAK!

Aziz Milletimize Türkiye’yi barış yurdu yapan26 Ağustos 1071 Malazgirt ve varlık mührümüz olan 26-30 Ağustos 1922 Büyük Taarruzve Başkomutanlık Meydan Savaşı Zaferlerimiz kutlu olsun!Alpaslan Gazi’ye, Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya ve Kahraman Ordumuza selam olsun! Zaferlerimiz kutlu olsun!Zaferlerden aldığımız enerjiyle yurdumuza göz dikenlere fırsat vermeyeceğiz!Bugün Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük İsrail Projesi ve benzeri projelerle vatanımız işgal edilmek, devletimiz yıkılmak ve boğazımız sıkılmak isteniyor! Yine izin vermeyeceğiz!İcazetli politikalara son vereceğiz!En büyük bayram; zaferlerden aldığımız hızla, dünya devletleri arasında saygın sözü dinlenir ‘Muhteşem Türkiye’yigerçekleştirmektir!

İNSANLIK BARIŞ MEDENİYETİNİN İNŞAASINI HASRETLE BEKLEMEKTEDİR.

Yeniden Milli Mücadele, Millet Partisi kadrolarının kuruluşundan bu güne kadar göstermiş olduğu çaba, gayret modern çağlardaki destansı bir mücadeledir. Rahmetli Bilge Lider Aykut Edibali’nin başkanlığında kuruluşunda ortaya konulan temel fikirler, prensipler; Türk Dünyasında, İslam Dünyasında eşine ender rastlanacak mahiyette orijinal, ilmi, milli kaynaklara sıkı sıkıya bağlı bir siyasi hareket meydana getirmiştir. Varlık sebebi Türkiye’de milli iktidarın tesisi, yeryüzünün ıslahı ile insanlığa barış medeniyetini muştulamak ve gerçekleştirmektir.

Böylesine devasa bir davanın önünde hem şahsi zaafların sebep olduğu gecikmelerin, duraklamaların; hem de küresel bir takım güçlerin engellemelerinin olması kaçınılmaz. Ancak bu kutlu davanın zaferle taçlanmasının önündeki yegane engeli, küresel güçlerin düşmanlığı olarak görmek tarihi bir hata olduğu gibi; bunun karşısında yılgınlığa, gevşekliğe veya tükenmişliğe düşmek tarihi bir vebaldir. Bırakınız bu devasa davayı hedefine ulaştırmayı; şahsi olarak da dalanlardan, aldananlardan, oyun ve eğlenceye kapılanlardan, nihayetinde de iki dünyada kaybedenlerden oluruz, Allah korusun.

Millet Partisi kadroları bu tehlikenin farkındadır. Onun için de ilk günden beri bir yığın zorluklara, çilelere, ihanetlere göğüs germesini bilmiş ve mücadelesine heyecanla, azimle, kararlılıkla devam etmiş ve etmektedir.3.Dünya Savaşı çıkarmaya istekli bazı şer odaklarının tüm çabalarının beyhude olduğuna ve Millet Partisi’nin yeryüzünde barış medeniyetini hakimkılacağına inancımız tamdır. Türkiye, Türk Dünyası, İslam Dünyası ve tüm insanlık hasretle bu müjdeyi beklemektedir.

You may also like

1 Yorum

Hüseyin KAYA 03/09/2024 - 22:07

Sayın genel Başkanımızın Baş yazısını heyecanla dikkatle . kendilerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Cevap

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00