Özcan KARTAL
Demir asa, demir çarık, çıkayım diyorum yollara. Yılmadan, bıkmadan, gece gündüz demeden, mazinin derinliklerinde, hâllerin içinde, istikbalin ufuklarında, nerede ise bulmak azmi ve kararıyla çıkayım diyorum yollara.
Birini arıyorum. Tüm gönüllerde yüce duygular uyandıran, halkıyla ağlayıp, halkıyla gülen, özü sözü bir, geçmiş ve geleceğe örnek olacak; düşmana korku dosta güven veren bir yürek, bir dost arıyorum.
Mala, mülke itibar etmeyen, mütevazı ama asalet yüklü ve heybetli, ana gibi şefkatli, koruyup, kollayan, yedirmeden yemeyen, giydirmeden giymeyen, halkı açken tok yatmaktan elem duyan, gözüne uyku girmeyen birini arıyorum.
Bir bakışı, bir sözü, bir işaretiyle milyonları ardından sürükleyen, birliğin, beraberliğin sembolü, tarihine kültürüne halkının inancına sahip çıkan, yüce bir davası olan, milletini, devletini çağın en yüce, en adil milleti ve yapmak için, canını ortaya koyan bir yürek, bir kafa, bir gönül arıyorum.
Yakınlarını, yandaşlarını mal, mülk ve mevki sahibi yapma sevdası olmayan. Kadrosunu ehliyete, liyakate göre oluşturan. Onları en doğru ve en verimli biçimde sevk ve idare eden, devlet malının zerresine bile halel getiremeyen, bir haksızlık olmasın diye çırpınan, bir dava adamı, bir gönül adamı arıyorum.
Bize bizden daha yakın, ayrı gayrisi olmayan, varlığın, birliğin, dirliğin sembolü, çelik iradeli, korkusuzca yoluna devam eden, geçmişini, tarihini ve dünyayı iyi okuyan, analitik düşünen, kadrosunu ilmek ilmek dokuyan, zulmün zalimin canına okuyan bir yürek arıyorum.
İnsanlığın derdine derman olacak, çorak gönülleri sulayıp gül bahçesine dönüştürecek, gülleri derecek onların kadir kıymetini bilecek, büyümeye engel parazit ışkınları acımadan budayacak bir bahçıvan arıyorum.
Dostlarına sefkatli, düşmana sert, gönülleri birleştiren, geçmişimizle, geleceğimizle bir olabildiğimiz günün kahramanı, ta Bezmi Elest’ten beri aynı yolun yolcusu, ikrarında duran bir gönül, bir yürek arıyorum.
Hep önde, gösterdiği ufukta, açtığı yolda, ilim, kültür, sanat, adalet şefkat, estetik, güven, aşk olan, gönül adamı, gönlü vatan, millet bayrak aşkıyla nakış nakış işlenmiş bir yürek arıyorum.
İçinde bulunduğumuz köhne dünyaya baktığımızda bunca lider, yönetici, önder arasında böylesini görmek neredeyse imkânsız. Bir yöneticinin, iş başına geldiği servetiyle, işten ayrıldığı servet arasında dağlar kadar fark olması size garip gelmiyor mu?
Tüm davası mal, mülk, mansıp, makam olanların, yedi sülalesini ihya ettikleri, bırakalım akrabalarını hemşerilerini dahi nemalandırdıkları bir hakikat değil mi? İşte bu yüzden tüm bunlardan kurtaracak bir deli yürek arıyorum
