Ev 12. Sayı Çuvaldız

Çuvaldız

Tarafından Ahmet ÇUVALDIZ

Evet değerli okurlar, yeni bir sayıda yeniden sizlerleyim. Galiba bizim yaşlı dünya, daha hızlı dönmeye başladı ki aylarçok çabuk geçer oldu. Hal böyle olunca bir önceki yazımın mürekkebi kurumadan yeni bir yazıya başlamam gerekiyor. Bu çok büyük bir sıkıntı. Bu sıkıntıya ben,sadece sizin hatırınıza katlanıyorum. Ne yapalım, artık siz de bana katlanacaksınız…

Hamas

7 Ekim’de Gazze sınırından İsrail’e giren Hamas’a bağlı Kassam Tugayları ve Filistinli militanlar, çoğunluğu sivil bin iki yüz kişiyi öldürmüş, aralarında çok sayıda sivilin de olduğuiki yüz elliye yakın kişiyi de rehin almıştı.

Batı ve Amerika tarafından terörist bir örgüt, Erdoğan tarafındansaadeta“kuvvay-ı milliye”gibi görülen, resmi adıylaİslami Direniş Hareketi,bilinen adıylaHamas,7 Ekim saldırılarını;

İsrail işgalinden kurtulmak, Filistin- lilerin haklarını geri almak, dünyadaki tüm halkların yaptığı gibi, kurtuluş ve bağımsızlık yolunda savunma eylemi” olarak tanımladı…

 Ve saldırıyı, İsrail’in Filistin halkı ve davasına yönelik bütün komplolarına karşı koymak için gerekli bir adım ve normal bir tepkiydi” diye savundu.

Biliyorsunuz ki; saldıran kim olursa olsun mütecaviz ve saldırılansa yine kim olursa olsun,hep mazlum olarak görülür. Hamas;bu saldırıyla ne yazık ki Siyonist İsrail’i adeta mazlum bir devlet durumuna düşürmüştür.

Ve Filistin’de katliam yapmak için fırsat kollayan katil İsrail’e aradığı o fırsatı kendi elleriyle sunmuştur.

Öncelikle şunu belirtelim ki, hakkın temsilcileri, içinde bulunduğu durum ne olursa olsun, sivillere saldırmaz, kadınları, çocukları ve yaşlıları da asla öldürmez ve esir almaz.Ve savaşlarda bile bu kurala riayet eder.

Strateji; güce, yere ve zamana bağlı olarak kuvvet kullanma sanatı olarak tanımlanır. Bu ilke bilinirken, Hamas, en güçsüz anında düşmana saldırarakkendi yok oluşunu hazırlamıştır.

Aslında yok edilmek istenen ve yok olan, Hamas değil, Gazze ve topyekûn Filistinlilerdir.

Televizyonlarda;göz yaşları içinde,içerimiz kan ağlayarak izlediklerimiz de bundan başkası değildir. Gazze’de öldürülenler, kadınlar ve çocuklardır. Zira, Filistinlilertoptan yok edilmek isteniyor!

Gazze’de, Filistinlilerin kıyametinin başladığı 7 Ekim tarihinden buyana, Hamas’ın verdiği kayıplar nedir?Pekbilinmiyor. Diğer taraftan Gazze’de, 40 bin Filistinli öldürülmüş, 100 bine yakın insan yaralanmış veGazze yerle bir edilmiştir. Bu soykırımın ne kadar devam edeceği, ne zaman sonlanacağı ise bellidir: Hamas’ın savunacağı tek bir Filistinli dahi kalmayınca…

Hamaset

Hamaset; sözlükte, aşırı ve abartılı yiğitlik veya kahramanlık olarak ifade ediliyor. Bu kelime, siyasette ise farklı bir anlam kazanmış halde. Yapılanları abartıp vatandaşın gözünü boyama ya da yalan yanlış şeylerle aldatma.

Siyasetçiler arasında hamasette en önde olanı tabii kiTayyip Erdoğan. Bu konuda, sadece bir değil birçok alandalider olan R. T. Erdoğan’ın en hamasi olduğu alanlarsaOrtadoğu ve Filistin.

SöylemleriyleFilistinlilerinyanında olan BOP eş başkanı T. Erdoğan’ın,bu konuda dediklerini herkes biliyor. Biz, neler yapmışya da yapmamış onlara şöyle bir bakalım isterseniz.

2005’te İsrail ziyaretinde, Kudüs’te Ariel Şaron’un “Yahudi Milleti’nin ve İsrail’inBaşkentiKudüs’ehoşgeldiniz” sözlerine kim sessiz kaldı?

Tabii ki Tayyip Erdoğan. Zira Kudüs, Filistin Devleti’nin de başkenti. Ariel Şaron’a “one minute” denilecek yerde bunu demeyen Erdoğan, imza attığı anlaşmalarda yer alan başkent Kudüs ibarelerini de görmemezlikten geldi.

İsrail; Kudüs’übaşkent ilan edince, bazı ülkeler ve ABD, kararı tanıyarak büyükelçiliklerini Kudüs’e taşıdılar.

Asıl “One minute” denilecek yerde hiçbir şey demiyor ve altında Başkent Kudüs yazan o belgeleri imzalıyorsan, birilerinin hem İsrail’in bu kararını tanımasını hem de büyükelçiliklerini Kudüs’e taşımasını kınama Erdoğan!

Mavi Marmara’yı İsrail’e gönderen, İsrail’in kanlı saldırısından sonra da hiç vebali yokmuş gibi “giderken bana mı sordunuz?” diyerek yağ misali üste çıkan kimdi sahi?

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı’nı taaİsraillere gönderip Kudüs’te tazminat anlaşmasına imza attıran Erdoğan!

Peki, Gazze’de Filistinlilere yönelik soykırım bütün barbarlığıyla devam ederken,daha düne kadar İsrail’in en hayati ihtiyaçlarını kimler sağlıyordu? Kimlerin gemileri hangi limanlardan kalkıyordu?

Önce inkâr, sonra dondurma ve en sonunda ise durdurma. Gerçi buna da  şükür. Filistin konusunda en sonunda yüreklere biraz da olsa su serpen bir adım atıldı ve Türkiye UCM’de İsrail aleyhine açılan davaya taraf oldu. Peki bu adım, Filistin’i kurtaracak bir adım mı? İsrail tek bir kişi kalmayıncaya kadarFilistinlileri öldürdükten sonra bir anlam ifade edecek mi?

Ve Siyaset

Üzülerek söyleyeyim, hiçbir anlam ifade etmeyecek. Zira, elan yapılması gereken, soykırımı hemendurdurup, Filistinlileri kurtarmak, daha sonra da İsrail’den hesap sormaktır. Bunun için sen, önce akan kanı durdur Erdoğan!

Katil İsrail’den ve yardakçılarından yaptıklarının hesabı, elbette bir gün sorulacaktır. Tabii kiKüreciktekiFüze Kalkanı ile İran’ın hava saldırılarına karşı İsrail’ikoruyanlardan da…

Zira, Kürecikteki radarın komuta merkezi Diyarbakır Hava Üssündedir. Bu erken uyarı radarı, ABD Ordusuna aittir. Bu radar, ABD Avrupa Ordusu tarafından işletilmektedir.

Öyleyse siz, Kürecik Füze Kalkanı ile kimi koruyorsunuz?Filistin’i olacak değil yaİsrail’i. O halde, Hamasçılıkla kimleri kandırmaya çalışıyorsunuz?

Amerika’nın dümen suyuna giderek AB’nin peşinden koşarak ne bu ülkeye bir şey verebilirsiniz ne de Türk ve İslam ülkelerinin sorunlarına çözüm bulabilirsiniz. Havanda su döğer,cilalı laflarla vatandaşı oyalarsınız, o kadar.

Bakınız Arnold Toynbee; Ortadoğu sorununun çözümü için ne diyor: «Ne Amerika ne Rusya ne de İngiltere…

… gerçek bir barış kuracak imkâna sahip değildir. Ortadoğu’da Osmanlı İmparatorluğu’nun kurduğuo düzeni,maalesef bizler yıktık. Mamafih, aynı düzeni, Batılıların değil, doğal olarak Türkiye’ninkurması mümkündür.

Türkiye’ye;1. Dünya Savaşı’ndan sonra zorla ellerinden alınan maddî imkânlar yeniden sağlanacak olursa, Türklerin Ortadoğu’da barışıtekrarsağlamaları imkân dâhiline girer.

Evet, yapılması gerekeni bir İngiliz söylüyor. Ve bunu yapacak cesur bir Türk aranıyor.Var mısın buna Reis?

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00