Ev 2. Sayı Emperyalizmin Filistin Üzerinden Ortadoğu’daki Kirli Hesaplarına Dikkat

Emperyalizmin Filistin Üzerinden Ortadoğu’daki Kirli Hesaplarına Dikkat

Tarafından Hüseyin TOPTAŞ

Hüseyin TOPTAŞ

7 Ekim sabahı Hamas tarafından İsrail’e yapılan sızma hareketi bir anda dünya gündemini değiştirdi. Yayılmacı ve işgalci İsrail’e karşı Hamas tarafından gerçekleştirilen bu saldırı Filistin sorununu çözebilir mi yoksa Filistin sorununu içinden çıkılmaz bir duruma mı sokar?

1948 yılından bu tarafa İsrail’in yayılmacı ve işgalci politikaları ABD; İngiltere, Fransa başta olmak üzere aldıkları dış destekle kan ve gözyaşları ile devam etmektedir. İşgalci İsrail’in Filistin bölgesinde yaptığı gayri insani ve ahlak dışı davranışlarını, askeri ve politik operasyonlarını kabul etmek mümkün değildir.

Filistin davası Müslümanların kırmızı çizgisidir ve haklı davasıdır. Haklı olan bir davada haksız konuma düşecek karar ve eylemlerden uzak durulmalıdır.

Haklı davayı haksız konuma düşürmemek gerekir. Bu davanın sözde savunucuları gerçekten yaptıkları eylemler ve izledikleri politikalarla bu kırmızı çizgiye ne kadar hizmet etmektedirler sorgulamak gerekir.  

 7 Ekim saldırısı ve sonrasında gelinen nokta Filistin sorununu çözmekten ziyade İsrail ve destekçilerinin Ortadoğu üzerinde kirli emellerinin gerçekleşmesine zemin hazırlamış görünmektedir.   

ABD, Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere liderleri, “Önümüzdeki günlerde, İsrail’in kendini savunabilmesini sağlamak ve nihayetinde barışçıl ve entegre bir Orta Doğu bölgesinin koşullarını oluşturmak için müttefikler ve İsrail’in ortak dostları olarak birlik ve koordinasyon içinde kalacağız” mesajı ile bölgede yaşanacakların işaret fişeklerini ateşlemişlerdir.

ABD’nin iki adet uçak gemisini bölgeye göndermesi ve Hamas saldırısı bahanesi ile bölgeye yerleşmesi de hayra alamet bir gelişme değildir.

2000 yılında başlatılan Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) gerçekleşmesi için son olaylarla yeni bir dönem başlamıştır.

Hatırlanacağı üzere ABD’yi cezalandırma adına yapılan 11 Eylül saldırıları sonucunda Afganistan’a kadar uzanan askeri operasyonlar olmuş bölge iç kargaşalarla tarumar edilmişti. Kitle imha silahları bahane edilerek Irak işgal edilmiş 24 yıllık Saddam Hüseyin iktidarı onun idam edilmesi ile son bulmuştu.  Iraktan sonra Suriye de çıkan iç kargaşa ve savaşlar bahane edilerek bölgesel ve küresel aktörler Suriye’ye yerleşmişlerdi. Bugün Suriye’nin bir tarafına ABD diğer tarafına da Rusya yerleşerek bölgede hakimiyet mücadelesi vermektedirler. İlk görünüşte ABD cezalandırılıyor gibi gözükse de 11 Eylül saldırısı ABD’nin dünya hakimiyeti yolunda önünün açılmasını sağlamıştır. Son yaşananlarda da İsrail cezalandırılmış mı yoksa kendisinin bölgeye destekçileri ile beraber daha da yayılmacı ve işgalci bir şekilde yerleşmesini mi sağlamıştır zamanla bunu da net bir şekilde göreceğiz. Görünen o ki, İran’ın ve Rusya’nın Hamas’a desteği zamanla hedefe İran’ın da alınmasıyla bölgeyi tümden içine alacak savaş ın zemini hazırlanmış gibidir.   

Emperyalizmin oyunlarına karşı uyanma zamanı halâ gelmedi mi?

Filistin üzerinde kurulan Yahudi devletine karşı zamanında gerekli tepkileri ve siyasi mücadeleleri yapmayanlar, Yahudi yayılmacılığı karşısında teşkilatsız ve ferdi tepkilerle karşı koymaya çalışmışlardır. Teşkilatlı olan azınlık güçler teşkilatsız olan kalabalıklara her zaman galip geleceğinden maalesef Müslümanların haklı davası olan Filistin, haktan ve hukuktan uzak, basiretsiz ve liyakatsiz liderlerin sayesinde gönül coğrafyamızın kanayan yarası olmuştur. 

İslam ülkeleri İsrail’e karşı birlik olamadıkları gibi kendi aralarında yıllar süren savaşlar ve BOP sonrası Arap baharı ile gelişen olaylar birçok ülkede iç savaş ve iktidar değişikliklerine sahne olmuştur. Bilerek veya bilmeyerek İslam ülkelerinde emperyalizmin hedefleri doğrultusunda hareket edenler Müslümanların yaşadıkları coğrafyaya ihanet etmişlerdir. Emperyalist ülkelerin Ortadoğu coğrafyasına asker ve silahları ile yerleşmelerinin zeminini hazırlamışlardır.  

İslam ülkelerinin başında olanlar emperyalistlerin dümen suyunda oldukları müddetçe bırakın Kudüs’ü kendi başkentlerini koruyamazlar. Koltuklarını korumak için batıdan icazet alanlar, düşmanın siyasi desteğine ihtiyaç duyanlar, ülkelerini korumak için İslam düşmanlarından silah alanlar, aldıkları silahları düşman olarak gördükleri Müslüman kardeşlerine karşı kullananlar, gerçek düşmanı unutup birbirleriyle uğraşanlar, İslam coğrafyasını kan ve gözyaşına boğan sözde Müslümanlar mukaddes olarak bildiğimiz hangi davayı savunabilirler?

Öncelikle İslam ülkelerinin başında bulunanlara ve Müslümanlara emperyalizmin emellerine hizmet etmelerinin önlenmesi için irşad faaliyetlerinde bulunulmalı uyanmaları, uyandırılmaları ve uyarılmaları sağlanmalıdır. 

Kudüs yalnız Müslümanları değil diğer dinlere mensup olanları da yakından ilgilendirdiğinden diplomatik temaslarla Kudüs için daha geniş katılımlı diplomatik bir toplantı gerçekleştirilmelidir. Emrivakilerle Kudüs üzerinde hak gaspı yapanlara karşı birlikte caydırıcı tedbirler ve yaptırımlar için kararlar alınmalıdır.

Kudüs ele alınırken Doğu Kudüs- Batı Kudüs ayırımı yapılmadan, Kudüs bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Güçlü olursak tepkilerimiz ve davetlerimiz ciddiye alınır. Güçlü olmak için ekonomik imkanlar bölgede fazlası ile mevcut olmasına rağmen kaynaklar maalesef düşman olarak gördüğümüz emperyalizmin sermayedarları eline teslim edilmiştir.  Eğitimden başlayarak ciddi reformlar yapılmalı, gelişmenin önündeki engeller kaldırılmalı, başta savunma harcamaları olmak üzere dışa bağımlı olmaktan kurtaracak yatırımlar yapılmalıdır.

Müslümanlar uyanmalı, dostunu düşmanını iyi tanımalıdır. Ümitsizliğe kapılmak ve düşman propagandaları karşısında mağlubiyeti kabul ederek teslim bayrağını çekmek hiçbir mü’minin anlayış tarzı olamaz. Düşman istediği kadar güçlü olsun, sahip oldukları ideolojiler batıl olduğu için insan fıtratına aykırıdır. Bir gün mutlaka yıkılacak ve tarih olacaktır.

You may also like

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00