Ev 5. Sayı “… Geçmiş Zaman Olur ki …!”

“… Geçmiş Zaman Olur ki …!”

Tarafından Bahadır EKREM

“İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlara gelince, Rahman onlar için bir sevgi yaratacaktır.” Meryem 96   

‘İman etmek ve salih amel’ Kur’an’da birçok yerde birbirini tamamlayan bir şekilde beraber geçiyor. Burada ise yüce ve tek yaratıcı olan Allah’ın, ‘salih amel işleyenleri sevdiği gibi onları diğer insanlara da sevdirdiğini anlıyoruz.’ Salih amel, insanın sadece kendisine yarar sağlayan bir ibadet, davranış değildir. Salih amel, iyiliklerin, güzelliklerin çoğalması için aktarılması, öğretilmesi, yaşatılmasını da kapsar.                                                                                                                                      İlahi vahyin de sözden yazıya geçirildiğini bildiğimize göre, ‘yazmak’ eylemi salih ameller içerisinde büyük önem taşır. Yazmak aynı zamanda cihad içindeki ‘tebliğ’ unsurunu da içerir.                                                                                        

‘Bir arkadaşım vardı…’ Allah rızası kazanmak için, salih amel işleyen. Her yaptığı işte insan ve insanlık yararı gözeten. Uzun ve yorucu, işlerin molalarında bile insanlık yararını gözeten.   Okuyan, araştıran, dinleyen, doğruları hemen sahiplenen. Yanlışı ortadan kaldırmak için mücadele eden. İnandığını yaşayan ve yazan. Kimi zaman arkadaş, dost, kimi zaman abi, kardeş. Kimi zaman da öğretmen, usta. Fakat hangisi olursa olsun ‘tanıyan insanların da onu sevdiği’ gerçeğinin hiç değişmediği, yaratıcının da onu sevdiğini düşündüğümüz bir arkadaşım vardı… ‘Arkadaşı öksüz kaldı…’

‘Yazmak zor zanaat.’ Yazmak, sanki kapasitenin taşması. Kapasite de öyle kolay kolay dolmuyor, dolmayınca da taşma gerçekleşmiyor. Bunun için de okumak gerek. Dinlemek gerek. Başta Kur’an olmak üzere kitaplarla haşır neşir olmak, sohbet ehli olmak gerek.    Dünya telaşesi çok, ömür kısa ama sohbet yaralı, doyurucu, sohbet güzel… 

‘Bir arkadaşım vardı…’ Doğruyu, iyiyi güzeli bulmak için okuyan. Anlatmak için okuyan, sormak için okuyan, hesap vermek için okuyan. Bir arkadaşım vardı… ‘Kitap, çay, simit, sohbet öksüz kaldı…’

Yazmak için sadece okumak da yeterli değil. Okuduklarınızı, gördüklerinizi, hıfzettiklerinizi içerde işleyecek, sunuma hazır hale getirecek hasletlere ihtiyaç var. (Şirksiz, sahih, tafsilatlı bir iman. Berrak, ufku geniş, ilmi bir düşünce. Salih amele dönüşmüş davranışlar gibi.) Her konu ve her düşünülen yazılmadığı gibi her yazılan da okunmuyor, ya da tesiri olmuyor. Kısa, öz, gerçekçi, mantıklı, güven veren, tartışmasız yazmak. Sevdiren ve sevindiren, ümit veren, içimizi ısıtan, yazılar yazabilmek Kur’an’a yoğunlaşmanın bir sonucu olsa gerek. 

‘Bir arkadaşım vardı…’ işte tam da böyle yazan. Harfler, sözcükler, düşündüren, okudukça okunası, tarihe not düşen. ‘İz bırakan yazılar öksüz kaldı…’ 

‘Siparişle yazılmaz.’ Adı üstünde sipariş. Yani özellikleri bir başkası tarafından belirlenmiş. Ismarlama. Bir yarar karşılığı olan. Diğer bir deyişle karşılığında bir diyet olan yazılar.

Denilecek söz bırakmayacak şekilde yazmak, gerçekleri yazmak, ruhen ve maddeten özgür olmayı gerektirir. Gerçek özgürlük ancak ve ancak saf katıksız bir imandan geçer. İman ise sadece ilmi, akli bir kabul değil aynı zamanda ve mutlaka kalbi tasdik ve duygusal bir bağlılık gerektirir. Sadece Allah’a bağlı olan, kul olan hür düşünüp, özgürce yazabilir.                                                                                                               ‘Yazmak, duygu ve gönül işi.’  Gönülden olmalı. Ruha işlemeli, dostu rahatlatmalı, düşmanın gözüne, kalbine saplanmalı.

‘Bir arkadaşım vardı…’ sipariş yazmayan. Yüreğimizi kimi zaman soğutan, gerektiğinde ısıtan, damlalara dönüştürüp zaman zaman ağlatan ‘duygulu yazılar öksüz kaldı…’

‘Bir arkadaşımız vardı…’ Onu sadece biz anladığımız sandık. Biz de …

‘Bir arkadaşımız vardı…’ Arkadaşlarımız öksüz kaldı…   09.01.2024 

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00