Ev 10. Sayı Hayatın Karar Anları Kardeşlik

Hayatın Karar Anları Kardeşlik

Tarafından Hacı Ali ÖZDEMİR

 

Rasulullah (sav): Sizden biriniz kendisi için istediğini, mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek mümin olamaz” (Tırmizi)

İnsanın hayatta belirli dönemlerinde kader ve karar anları vardır. Bu karar anları çocukluk döneminden başlar. Bu dönem henüz öğrenme dönemi olduğu için çocuklar mükemmel karar veremez. Onun yerine ebeveynleri tarafından verilen kararlara göre hareket eder ve öğrenir.

Hayat boyu düşünür ve geleceğimizi etkileyen kararlar veririz. Karşılaştığımız sosyal ve kişisel problemlere cevaplar arayıp sonunda çözüm üreterek karar veririz. Her ne suretle olursa olsun verilen kararlar ya doğru ve isabetlidir ya da yanlıştır. Doğru kararlar kişiyi mutluluğa ve huzura götürür. Yanlış kararlar ise insanı buhrana sürükleyerek acıklı bir hayat sunar.

 İnsan hayatını incelemek gerektiğinde insan hayatının temel iki özelliği ile incelenmesi gerekir. Bunun ilki biyolojik ve maddi hayatımızdır. İkincisi ise ideolojik ve manevi hayatımızdır. İnsan hayatında biyolojik ve ideolojik kurallar iç içedir, birbirinden bağımsız değildir. Organik bütünlük içindedir.

Biyolojik ve maddi hayatımız biyoloji ve fizik kanunlarına tabidir. Allah insanı  biyolojik olarak topraktan yaratmış, yaratılan bedene bir ruh ve canlılık vermiştir. Her canlı gibi insan da doğar, büyür ve gelişir, ölüm ile hayat sona erer. Nasıl ki bir motoru yapan usta, motorun özelliklerini en iyi bilen kişidir; insanı yaratan Allah da insanı en iyi bilendir. Bu nedenle insanı Allah’ın bildirdikleriyle en doğru şekilde tanıyabiliriz.

Bu yazımızda, biyolojik ve ideolojik varlık olan insanın, daha çok manevi ve ideolojik hayatı üzerinde duracağız.

 Çocukluk dönemi kararlarının sorumluluğu kişinin ebeveynleri veya önderlerine aittir. Sorumluluk duygusu kişinin kendi iradesi ile ve aklını çalıştırması ile doğru orantılıdır. Aldığımız kararlarda kendi irademiz ve aklımız ne kadar etkili ise sorumluluk payı da o kadardır.

İnsan doğru karar vermek için yaptığı çalışmada kendine rehberlik edecek bir kaynak arayacaktır. Kararların taklit veya kopyalama usulü gerçekleşmesi “rol model” olarak seçilen öndere göre şekil alır. Kendisine güven duyduğumuz inandığımız kişileri arkadaş ve rol model ediniriz.

İnsanın gençlik çağı oldukça karmaşık dönemdir. İyiyi, güzeli arama duygusu, başarılı olabilme güdüsü, daima kazanma azmi, hedeflerini gerçekleştirmek için çabalayan genç insanlar zaman zaman bunalımlara sürüklenebilmektedir. Genç neslin etrafındaki fırtınalar; akıllı telefonlar, internet alışkanlığı, bilgisayar bağımlılığı, sorunlara karşı karamsar düşünceler, ahlaki çöküntüler, kaliteli arkadaş bulamama yanında aile içi geçimsizliklerin de bir sonucu olarak özenti, asılsız hayaller, karamsarlık insana hayatının en zehirli dönemini yaşatmış olacaktır.

Dünyayı doğru değerlendirmek için insanın başıboş yaratılmadığını anlatan bir rehbere ihtiyacı vardır. “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zannediyor?” (Kıyamet, 75/36). Zira, Allah dünyayı insan için yaratmıştır. Buna karşın insanın yaşamı için her şeyin düzenli bir şekilde döşendiği dünyada görevleri vardır. Bunca nimet karşısında insan dünyada başıboş bırakıldığını düşünemez. Hayatın karanlık dehlizlerinde yolunu şaşırmış genç insana yardım edecek, rehberlik yapacak bir tek güç vardır. O da arkadaşlığını kabul ettiği, hak yolda karar kılmış, doğru bir ideolojiye gerçekten iman etmiş olan, arkadaşlığını “kardeş” olarak gören bir insandır.

Arkadaşlık; ortak duyguların, inançların, isteklerin birleştiği ve kaynaştığı noktadadır ve güçlü dostluklar oluşturur. Güçlü ortak duyguların zirvesinde kardeşlik vardır. İnsanların bir araya gelip kaynaştıkları ve birlikteliklerini en mükemmel anlatan duygu kardeşliktir. Kardeşlik duygusu içinde doğruluk vardır, yalan yoktur. Kardeşlikte fedakârlık vardır, sahtekârlık yoktur. Kardeşlikte bağışlamak vardır, kötülük yoktur. Kardeşler arasında paylaşımda, ortaklıkta birlikte yaşamakta feda oluş, bağışlama vardır. Kardeşlikte sevgi ve fedakârlık vardır, kötülük ve ihanet yoktur. Kardeşler ekmeğini paylaşır, acılarını paylaşır, sevinçlerini paylaşır.

Allah’ın Resulü buyuruyor: “Sizden biriniz kendisi için istediğini, mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek mümin olamaz (Tırmizi). Allah Kur’an’da, “Müminler ancak kardeştirler” (Hucurat, 49/10) buyurmuştur. İslam dininde mümin olmak kardeşlikle eş tutulmuştur. O halde müminin özellikleri kardeşlikte de geçerlidir. Ya da kardeşlikte aradığımız özellikler mümin olmada da geçerlidir. Mümin olmayanlar ve Müslüman olmayanlar arasında da kardeşlik özellikleri ve ilişkileri yaşatılabilmektedir.

Mümin olmadığı halde aralarında kardeşlik duygularının bulunduğu çok sayıda hayatlar da vardır. Kişilerin tek başına aynı inancı paylaşmaları, kardeşlik müessesesini tayin eden ve düzenleyen bir özellik değildir. Ancak inanç birliği, kader birliği, kardeşlik müessesini yaşatan önemli bir fenomendir. Kurtuluş yolunu aydınlatan Allah buyuruyor: “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Bölünüp parçalanmayın. Hani (bir vakit) siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun bu nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” (Al-i İmran, 3/103)

 

Kardeşlik Nedir ?

 

 Kardeşlik, biyolojik olarak aynı ana ve babanın çocukları olmak demektir. Bu kardeşlikte kan bağı vardır, biyolojik kardeşlik vardır. Biyolojik kardeşlikte ortak olan, kandan ve candan gelen hısımlık ve benzerliklerdir. O zaman müminlerin kardeşliği nasıl olacaktır? Müminlerin kardeşliği kan bağı kardeşliği kadar önemlidir. Kardeşlik, sosyal münasebetlere rehberlik eden yüce bir davranışlar bütünüdür.  

İnsan hayatının doğumdan ölümüne kadar hayatın dönüm noktaları vardır. Bunlar doğum öncesi, bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik, ihtiyarlık (yaşlılık) dönemleridir. Bu tasnifteki çocukluk dönemi sonrasındaki hayat evrelerini incelemek istiyoruz.

 

Çocukluktan Gençliğe

 

Aklımız ve irademizin bir sınırı vardır. Karar anlarında daha ileri ve üstün akla ve iradeye ihtiyaç duyarız. Çocukluk dönemi öğrenme çağıdır. İnsanın aklî gelişmesinin bir rehbere ihtiyaç duyulduğu çocukluk döneminde ve sonrasında insanlara büyükleri, ebeveynleri rehberlik etmektedir. Bu nedenle, en yakınlarımız arasından beğendiğimiz ve sevdiğimiz birini kendimize rol model olarak bir rehber seçeriz. Bunun için kardeşliğinden şüphe etmediğimiz üstün kişileri, sevdiklerimizi meselelerimizde danışman kabul ederiz. Bunu yaparken ulaştığımız sonuçları, aynı zamanda aklımız ile de kontrol ederiz. Bu nedenle, uygun gördüğümüz düşünce ve görüşleri akla, mantığa, ahlaka ve güzelliklere uygun olup olmadığı süzgecinden geçirmemiz gerekir.

İnsan için her duyuma körü körüne uymak değil, ölçülü hareket etmek esas olmalıdır. Hz. Peygamber insanları doğru yola davet ederek Allah’ın indirdiğine uyun” dediği vakit, “Hayır biz atalarımızdan gördüğümüze uyarız.” demişlerdi. (Bakara, 2/170) Bu körü körüne söylenen cevap karşısında Kur’an’da ayetin devamında, Allah onları ikaz ediyor ve “Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa!” buyuruyor.

Bu ilahi düstur gereği hayatımızı borçlu olduğumuz anne ve babamız doğru yolu bulamamış ise onların rehberliğini kabul etmek yanlıştır. Böyle bir durum söz konusuysa ne yapmak gerekir?  “Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse babalarınızı ve (soy) kardeşlerinizi bile (güvenilecek) dost (veliler) edinmeyin. İçinizden kim onları dost (veli) edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridirler. De ki, eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallarınız, kesata uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah’tan ve peygamberinden ve O’nun yolunda cihat etmekten daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu (kıyameti) gerçekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha sapmış (fasıklar güruhu) kimseleri hidayete erdirmez.”(Tevbe, 9/23-24) Bu ayetler aynı zamanda sevginin sınırlarını da göstermektedir. Önemli olan hayatımızın dönüm noktalarında gerçeği ve doğru yolu bulabilmektir.

 

Hayatın İlk Karar Anı

 

İlkokul çağı sosyal kaynaşmanın ve arkadaş edinmenin ilk durağıdır. Orta okuldan, bazen de liseden sonra kişinin sosyal ve mesleki hayatı belirginleşmeye başlar. Ortaöğrenim döneminde ayrıca meslek tercihleri de belirginleşir. Bu dönemler, öğretmenlere ve anne-babaya önemli rehberlik görevlerinin yapılacağı çağdır. Anne baba ekonomik nedenlerden dolayı, çocuklarının kısa süre içinde meslek sahibi olması için meslek liselerine devam etmesini isterler. Ya da lise dönemini yatılı okullarda okutmak tercih edilebilir. Ekonomik ve sosyal şartların belirlediği üniversite tahsili ile meslek seçimi de belirlenmiş olacaktır.

Bu “karar anı” bütün hayatı etkileyecek önemli bir dönüm noktasıdır. Hangi okulda, hangi şehirde okumak gerekir? Tercih edilen yeni şehir ve edinilecek yeni arkadaş çevresi, gençleri belki de geriye dönülmeyen bir hayat çizgisine getirecektir. Yapılan iş iyi midir, kötü müdür? Bilinmez. Zira, üniversite hayatı ile gençler için başka bilinmeyen bir dünyaya yolculuk başlamıştır. Bu karar anında eskilerin dediği gibi “ya nasip” diyerek yola girmek gerekecektir.

Karar vermeye etki eden faktörlere, ekonomik ve sosyal durumlar ne kadar etkilididir? Zira verilecek karar ile istikbalde kişileri bekleyen şartların neler olduğu belli değildir. İstikbalde ne gibi zorluklar veya mutluluklar ile karşılaşılacaktır? Bunlar da bilinmez. Bu yolculukta kimlerle arkadaş olacağınız, kimlerle kader birliği yapacağınız bilinmiyor. Ancak, her ne karar alınır ve ne yola girilirse girilsin yapılsın hak yolunda inanç birliği yapmış olanların akıbetleri hayırlı olacaktır.

 

Gençlik Sorunları

 

Yaşın ilerlemesi ile biyo-fiziki yapıda meydana gelen değişimler ve ergenlik problemlerini anlamak, yorumlamak ve sorunlara cevap aramak dönemidir gençlik… Hayatın akışını durdurmak mümkün değildir. Bebeklik, çocukluk, ergenlik ve gençlik dönemleri yaşanacaktır. O halde karşılaşılan problemlerden kaçış yoktur ve çözümlenmesi gerekir.

Yaşların ilerlemesi ile biyolojik farklılıklar da ortaya çıkar. Ergenlik problemleri karşısında insanlarda çözümleme arayışları da başlar. Aynı yaş grubu çocuklarda birlikte hareket etme duyguları ön plana çıkma ve grubu oluşturanlar arasında grup liderliği belirginleşmeye başlar.

10-12 yaş grubu kız çocuklarında belirgin vücut gelişimi görülür. Erkek çocukların 12-16 yaş arasında bedeni değişimleri hızlanır. Bedeni gelişim yanında, bilgi ve fikir zenginliği de görülür. Bu dönemde gençlerde çevreyi tanıma ve problemlere çözüm arama duyguları gelişmeye başlar. Kahramanlık, kendine güven, sosyal ve ideolojik davranışlar ön plana çıkar. Kim lider, kim kahraman tartışma konusu olur. Bazen de talih kuşu hayalleri hayatı süslemeye başlar.

Gençler için eğitim hayatının sonunda ülkesi için yararlı bir insan olmak asıl hedef olmalıdır. Düşünün, istikbalde milletin ileri ve mutlu bir hayat sürmesinde belki de en önemli kişi siz olacaksınızdır. Başarılarınız sizi, ülkeyi yüceltmede, kalkınmada önemli bir insan yapacaktır. Kendimizle birlikte milletin mutluluğunu da düşünme, daha üst noktalarda çözüm arama hayalleri şekillenmelidir.

Artık, denemek ve harekete geçmek zamanı gelmiştir. “Hata yapacağım” korkusu olmadan hareket etmek başarının ilk kapısıdır. Hata yapmak insan için her zaman söz konusu olan bir durumdur.

Her insanın her zaman güçlü bir yanı vardır. Bu gücün farkında olmaya biliriz. Gücümüzün varlığı iş yaptıkça ortaya çıkacaktır. Bizi mutlu edecek olan, doğru ve haklı yolda elde ettiğimiz başarılar olacaktır. İnsanların söyledikleri ile yaptıkları birbirine uyumlu ise onlara itibar ediniz. Söyledikleri ile yaşadıkları farklı olanlara itibar etmek yanlışı yanlış ile düzeltmeye çalışmak gibidir.

Elde edilen başarılar, yeni sorumlulukların kapısını aralarken, kötülükler ve başarısızlıklar hayatı karartmaya başlar. Liderler ve ebeveynler, gençlerin kendi kendilerine karar vererek başarı olmanın yollarını açmaları gerekir.

 

Artık insan hayatında problemlerin çözümü için ebeveynlere veya başkalarına bağımlılık döneminin sonuna gelinmiş ve hayatın zorlukları ile baş başa kalma ve mücadele etme dönemi başlamıştır.

Gençler için meslek seçiminde çoğu kez ekonomik ve sosyal şartlar etkin olur. Yatılı öğrencilik, aileden uzakta eğitim hayatına devam etme vb. gibi durumlar nedeniyle problemlerin çözümünde gençlerde ekonomik ve sosyal hayaller kurmak olağan hale gelir.

Genç bireylerde zengin olmak, itibarlı bir mevki ve makam sahibi olmak istekleri bazen aşırılığa kayarak bunalımlı sonuçlar doğurabilir. Bu problemler, bazen gencin çevresine ve arkadaşlarına karşı zararlı sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilir.

 

Problemlerin çözümünde ve belirli hedeflerde fikir birliği yapan arkadaş grupları oluşabilir. Arkadaş grubu doğru yolda ise akıbet hayırlı, yanlış yolda ise kötü bir hayat söz konusudur. Doğruyu ve gerçeği bulmak iyi bir arkadaş seçimi ile mümkündür. Ahlakı bozuk, eğlence peşinde koşan, külhanbeyi, eyyamcı, kötü alışkanlıklara bulaşmış, içki ve kumar alışkanlığı olanları, hayatın sıkıntılarına hazırlanmayı bilmeyen insanları arkadaş edinmek doğru değildir.

Arkadaş grubu bir ailenin üyeleri gibi hareket etmelidir. Hayatı şekillendirecek arkadaşlık bir kardeşlik anlayışı içinde paylaşıldığı zaman çözülmemiş problem kalmayacaktır. Problemlerin, sağlam aklı ve haklı düşünceyi bozmadan sağlıklı bir şekilde çözümlenmesi gerekir. Böylece hem kendimizin ve hem de çevremizdekilerin mutluluğu, barış ve birliği, huzur ve güveni sağlanmış olacaktır.  

                                                                                                                                    

 

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00