Ev 12. Sayı Heniyye, Hamas, İsrail ve İslam Dünyası

Heniyye, Hamas, İsrail ve İslam Dünyası

Tarafından Mustafa GÖKTEKİN

Arkasına bütün batı-Hıristiyan devletlerini alan ve sözüm ona 2 milyarlık İslam dünyasını tehdit ettiği halde muhataplarından yalancı pehlivan peşrevinden başka bir karşılık almayan İsrail, bölgesinde ve İslam ülkeleri üzerinde istediği, planladığı operasyonları fütursuzca yapmaktadır

 

Gazze ve Hamas…

 

2013 Yılının Mart ayında Gazze Ticaret odasının davetlisi olarak 6 kişilik bir heyetle Mısır üzerinden Gazze’ye gittik. 5 gün gibi bir süre Gazze’de Gazze Hükümeti’nin ve Ticaret odasının misafiri olarak kaldık ve temaslarda bulunduk.

 

Gazze’ye girdiğimizde Gazze’de sistemin Mısır’dan bile mükemmel ve güzel çalıştığını; Mursi döneminde olmasına rağmen Gazze’de ki sistemin Mısırdan daha sağlıklı işlediğini gördük. Hele Sahra çölünde birilerine haraç ödemek zorunda kalmamız göz önüne alınırsa;  sağlıklı bir devletin yapması gereken bütün davranışları gayet rahatlıkla, düzenli bir şekilde işlediğini gördüğümüzde hayret etmiştik. Sistem bütün kurumları ile birlikte gayet düzgün, rahat ve demokratik işliyordu. Gazze devlet yetkililerinin bizi devlet protokolü ile karşılaması ve misafir etmesi bizlere güven vermişti.

 

Bizim Türkiye’de bir ilçenin Ticaret ve Sanayi odasını temsil ediyor olmamız bir şey değiştirmemiş; Türkiye’den gelmiş olmamız, yetmişti. Bizi bakan ve bakan yardımcıları ve Gazze Ticaret ve Sanayi odası Başkanı düzeyinde bir protokol ile karşılanmamız gerçekten çok şıktı. Gazze’de kaldığımız günler içerisinde de bu durum değişmedi ve devlet düzeyinde karşılandığımız gibi devlet düzeyinde son derece protokol kurallarına uygun bir halde misafir edilip uğurlandık.

 

O günlerde HAMAS’IN lideri Halit Meşal’di ve İsmail Heniyye onun yardımcısı idi on gün bakan ve bakan yardımcısı dostlar bizi İsmail Heniyye ile görüştürmek istemiş fakat biz neticede Türkiye’de Ticaret Odası ve bir ilçe belediyesinin temsilcileri olduğumuzu ifade ile meşgul etmenin doğru olmayacağını ifade etmiştik. Başbakan Yardımcısı Muhammed Ziyat Zaza ile görüşmüştük.

Bütün bu görüşmeler sırasında bize refakat eden, koruyan ellerinde kaleşinkof silahlı askerler vardı. Askerler disiplinli ve son derece saygılı insanlardı. Doğrusu tespit ettiğimiz önemli şeylerden birisi; nezaketli olmakla birlikte bir asker nasıl olması gerekirse kıyafetinden düzen ve tertibine kadar öyle olduklarını söylemek vazifemiz olmalı! Üstelik ziyaretlerimiz sırasında dikkat ettiğimiz şeylerden biriside namaz vakitlerinde Ezanın okunmasının hemen ardından heyette bulunan en yetkili devlet adamının arkasında namazlarını cemaatle kılmaları doğrusu bizi çok etkilemişti.

 

Gazze’nin arkasında kim var?

 

Yazık ki,  Türkiye’nin iddia edildiği gibi Gazze’nin arkasında olduğu iddiasını biz gittiğimiz günlerde doğrulayamadık. Gazze içinde gezen Kızılay’ın bir arabası vardı fakat biz yüz yüze görüşmeyi başaramadık, ikincisi ise İHH’nın temsilcisi (İsmi bizce mahfuz) kendini Türkiye’nin temsilcisi sayan ve her şeye karışan bir kişi! Bunun dışında orada Fransa’nın temsilciliği ve Japonya’nın ise hediye ettiği çöp öğütme fabrikası vardı. Ama Türkiye yoktu. Yetkililer vermeyi vaat ettikleri 130 milyon dolar parayı da vermemişti.(Maliye Bakan yardımcısı Dr. Alaaddin A. Raffi) O günlerde bizden bir ay sonra Gazze’ye gideceğini vaat eden Erdoğan Gazze’ye hiç gidemedi veya gitmedi.

2013 Yılında kendi yağı ile kavrulan GSMH’sını 2.700 milyar’a çıkarmış bağımsız, hür insanların yaşadığı bir Gazze vardı. Hem de çevresi denizden savaş gemileri ve sensörlü silahlarla donatılmış duvarlarla çevrili 2 milyona yakın insanın yaşadığı 360 KM2’den ibaret hür adamlar ülkesi idi. Kendi silahını kendisi yapan kendi ülkesini kendisi koruyan ve İsrail’i nüfusumuzla boğacağız diyen hür insanlar vardı. Nasıl oldu da yeterli olmadığı halde sorunu silah ve şiddetle çözmeye karar verdi. Ve bir kısım yetersiz silahlar edindi. Bu silahları kim nasıl verdi ve kim bunun böyle olması için göz yumdu veya kim kiminle görüşüp bu işleri planladı, hayata geçirdi de HAMAS bu yetersizliklere rağmen İsrail’e saldırdı ve bu gün bu kadar insanın hayatına mal oldu?

 

Türkiye Gazze Yönetiminin Yanında Olsaydı!

 

Türkiye gerçekten Gazze’nin yanında olsaydı ve üst akıl olarak politikalarını kolaylaştırsaydı büyük ihtimalle bugün belki de bu kadar vahim olaylar meydana gelmemiş olabilirdi. İsrail ve beynelmilel güçlere bu fırsat verilmez, bu olaylar önlenebilirdi ve uluslararası alanda gerekli tanınma ve güvenlik çalışmalar yapılabilirdi.

 

Filistin bir bütün, elbette Filistin’in bütün olarak varlığının devam etmesi gerekiyordu. Lakin birçok sol gruptan meydana gelen El Fetih ve onun Başkanı Mahmut Abbas ve Batılı güçlerce devlet başkanı olarak tanındığı halde Mahmut Abbas’ın bu konuda ne kadar yetersiz ve egemen güçlerin adamı olduğu, batıya ve İsrail’e dayandığı düşünülürse işin zorluğu daha çabuk ve kolay anlaşılabilir.

 

Ayrı Dünyalar HAMAS ve El Fetih!

 

Gazze’de yaşayanlar ve Gazze yönetimi ile El fetih ve Mahmut Abbas, ayrı dünyaların ve ayrı politikaların sahibi ekipler. El Fetih ne kadar İslam’dan uzaksa, Gazze o kadar İslami ve İslam’a yakın. Nerede ise bir yıla yaklaşan İsrail katliamları sırasında Filistin Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Mahmut Abbas’ın yeterli bir çabayı göstermediği bunun en açık kanıtıdır. Bu da beden olarak ayrı bırakılmış Gazze ve Batı Şeria topraklarının fikrende ayrı olduğunu ortaya koyuyor. Bir tarafta İsrail’e teslim olmuş bir Batı Şeria;  diğer tarafta Siyonizm’e karşı ve İsrail’i tanımayan ve direnen bir Gazze…

 

Gazze’yi Sadece Hamas’tan ibaret sanmak ise bir hata olur elbette. Gazze’de Hamas ile birlikte mücadele veren fakat farklı politik düşüncelere sahip olan Lideri Muhammet Hundi gibi yani! İslami Cihat gibi bir sürü teşkilat da var. Üstelik bunların tamamının bir merkezde birleşmişte değiller. Bu teşkilatların gezdiğimiz yerlerde bayraklarını gördük ve serbestçe faaliyet gösterdiklerine şahit olduk.

 

İsrail ve Yandaşları…

 

Şu bir gerçek ki; bir tarafta Hamas’ın yaptığı yanlışa rağmen vatanını işgalden kurtarmak isteyen aynı insanlar ve diğer tarafta beynelmilel güçler tarafından bölgeye yerleştirilen ve desteklenen Büyük İsrail hedefine odaklanmış ve onun için hiçbir ahlaki erdemi dikkate almayan beynelmilel Siyonizm’in temsilcisi İsrail! Peki, İsrail’i sadece ABD, İngiltere ve diğer batılı devletler mi destekliyor? Elbette hayır!  İslam dünyası içinde de İsrail’in yanında duran birçok devlet var; hem de halklarına rağmen. Türkiye’de; Şehitliği İsmail Heniyye’ye nasıl yakışacağını düşünen devlet adamlarımız varken Türkiye bunun neresinde düşünüp sorgulamamız gerekir.

 

Bakıyorsunuz İran tarafından desteklendiği iddia edilen Gazze’de Hamas veya diğerleri ki, detayları istihbarat birimleri tarafından bilinir. Bir gün yeteri kadar hazır olmadığı halde İsrail’e saldırıyor ve Gazze kan gölüne dönüyor. Gazze toprakları katliamlarla insansızlaştırılıp dikensiz gül bahçesi haline getiriliyor. İnsanlar ülkelerinden sürülüp çıkarılmak isteniyor. Diğer tarafta aynı İran da Hamas’ın lideri hem de İran’ın merkezinde şehit ediliyor,  öldürülüyor. Üstelik nokta atışı ile… İsrail bu istihbaratı nasıl elde etmiş olabilir? Kimden elde etmiş olabilir? Ve neden İran’da?  Bu sorular sizce neyi ifade ediyor? Bir halkın liderinin öldürülmesi kimin ve kimlerin işine yaramıştır? Üstelik İsmail Heniyye’nin yerine Halit Meşal gibi deneyimli bir devlet adamının seçilmesi varken sertlik yanlısı bilinen askeri birliklerin komutanı Yahya Sinvar seçiliyor. Bunun için kim veya kimler müdahil olmuştur bilinmez.

 

11 Aydır Nerdesiniz?

 

Gördüğümüz o ki; Sayın Erdoğan yüksek perdeden yaptığı beyanlardan birini daha yaptı ve Güney Afrika’nın açtığı davaya müdahil olmak üzere Adalet Divanı’na 7 Ağustos 2024 günü başvuracağımızı ilan etti. Ne kadar önemli(!) Aradan geçen onbir aydır nerede idiniz Sayın Erdoğan? Resmi rakamlara göre 40 bin gerçek rakamlara göre ise doğrusu bilinmeyen kayıplar olurken, eşik aşılmamış mıydı?

 

Devlet adamlarımız İsrail’in hedefinin Türkiye’ye kadar uzandığını beyan ediyorlar. Beyler uyanında balığa çıkalım! Bilge Lider Aykut Edibali ve arkadaşları 50 yılı aşkın bir zamandır söylüyor siz yeni mi uyanıyorsunuz.22 yıldır aklınız nerede idi ve neden gerekli politikaları geliştirmediniz? Hoş bunu bugün bile anlamış olmak güzelde;  gerekli tedbirler nerede? Hala ticaretinize devam diyorsunuz. Hala İsrail Elçiliği Ankara’da! Hala Kürecik orada duruyor. Yoksa biz mi yanlış görüyor ve yanlış biliyoruz?

 

Arkasına bütün batı-Hıristiyan devletlerini alan ve sözüm ona 2 milyarlık İslam dünyasını tehdit ettiği halde muhataplarından yalancı pehlivan peşrevinden başka bir karşılık almayan İsrail, bölgesinde ve İslam ülkeleri üzerinde istediği, planladığı operasyonları fütursuzca yapmaktadır. Birilerinin; “Filan yere girdik, feşmekân yere girdiğimiz gibi!” sözlerinin de pek bir anlamı kalmıyor. Çünkü İsrail bildiğini işliyor ve karşılığında ise bir yaptırım almıyor.

 

Uyanın Ey…

 

Gerek Türkiye ve gerekse İslam dünyası aklını başına alarak gerekli tedbirleri almalıdır. Bölge ateş çemberine dönmüştür ve daha fenası olmak üzeredir. İslam dünyası başta ekonomik ve siyasi tedbirler olmak üzere her türlü tedbiri almak için birlikte hareket etmenin yolunu bulmalıdır.  İsrail ve ipini elinde tutanların aklını başına getirmelidir. Bunun için Türkiye’nin kendisinin yapacağı işler vardır, topluca yapılabilecek şeyler vardır. Bu gün başkasını sokan yılan yarın bizi de sokacaktır. Bunu idrak etmemiz ve anlamamız gerekir.  Çünkü İsrail isimli terör devletinin, yılanın hiçbir ahlaki değeri ve erdemi yoktur.

 

Evet! Gazze’de bağımsızlık mücadelesi veren ekipler kimin kandırması ve itmesi ile yanlış yapmış, üstelik sivillere saldırmakla da yanlış yapmışlardır. Lakin İsrail’in Bütün bir milleti, bütün bir halkı katletmek için bir yıldır bütün yerleşim yerlerini bombalaması, çocuklar başta olmak üzere kadın erkek demeden katletmesi doğrumudur? Tıpkı bir terör teşkilatı gibi bir halkın liderinin planlanarak misafir olarak gittiği bir yerde öldürülmesi, üstelik her gün resmi olarak görüştüğünüz lideri öldürmesi ne ile izah edilebilir? Bundan anlamamız gereken; İsrail Terör devletinin hiçbir ahlaki ve insani erdeme saygısının olmadığıdır. Uluslararası hiçbir kurala uymayan İsrail ve arkasındakiler uluslararası platformda gerekli tepkiyi ve cevabı almalıdır.

 

 

 

 

 

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00