Şerife SARITAN
Bizde eskiden mesel anlatılırdı.
Biz mesel anlatmayı unutunca,
Bize masal anlatır oldular bize.
Şimdilerde mesel anlatacak dedelerimiz yok artık.
Öyleyse kim anlatacak evlatlarımıza bu meseli
Ben diyeceğim sana:
Şimdi topla çocuklarını ve torunlarını
Karşında hilal olsunlar.
Onlar hilal sen yıldız ol.
Yıldız ol ki, hilal ile yıldızın
Kıyamete kadar ayrılmayacağını bilsinler.
Ey anne!
Mesele başlamadan önce
Yıldızın hilale olan aşkını anlat.
Önce aşkı öğrensinler.
Aşkı öğrensinler ki Mevlana’yı, Yunus Emre’yi
Hoca Ahmet Yesevi’yi anlasınlar.
Anlasınlar ki aşk cefasız olmazmış.
Sonra Medine’de ki gülü anlat.
Medine gülü, neden bu kadar güzel kokar.
Neden Medine’de bülbül başka öter?
Ey anne!
Söyle hilale
Bizde zirve karlı dağların tepesi değil.
Ebu Bekir’in teslimiyetinde olduğunu bilsinler.
Şimdi aşkı öğrendiniz mi hilallerim.
Öyleyse size mesel anlatabilirim.
Mesel nedir ey yıldız?
Ey hilal meseli Kaşgarlı Mahmud’a sor.
Hem meseli hem masalı anlatsın.
Sonra, Divan-ı Lügat’it Türk’ü yeniden yazsın.
Yazsın ki yere düşen Türkçe ayağa kalksın.
Ey yıldız, mesele ilk önce annenden başla.
Cennet annelerin ayakları altındadır.
Hadisi şerifini unutma.
Sen unutma ananı, atanı
Doğduğun yer olan Doğu Türkistan’ı
Altay dağlarını, Orhun abidelerini, o da unutmasın
Türk’ün dünyaya Altaylardan yayıldığını bilsin.
Anlat ki Ötüken’de doludizgin at koşturan kızlarını
Ve on altı yiğit evladını öğrensin.
Sonra hilale Filistin’i göster.
Abdülhamit Han’ın göz bebeğini
Ey Abdülhamit Han!
Göz bebeğin bu gün kanlar içinde
Ötelerden eşlik et sen bize
Ettiğimiz dualar arşı titrersin
Hak Teâlâ Selahaddin Eyyübi’ yi bir kez daha göndersin.
O büyük kumandan ayrılırken Filistin’den
Mescid’i Aksa’yı Iğdırlı on başı Hasan’a bıraksın,
Ve ona şunu desin:
Sen yalnızca bedeninle değil
Ruhunla da kıyamete kadar nöbettesin.
Ey anne!
Mekke’nin de fethini anlat hilale
Anlat ki bir damla kan dökülmeden de
Şehirlerin feth edileceğini öğrensin.
Sonra bu meseli bir de peygamberinin izinden giderek
Mekke, Medine ve Kudüs’ü kan dökmeden
Teslim alan Yavuz Selim’den dinlesin.
Peygamberinden ayrı kalan
Onun hasretiyle yanan
Eyyub el Ensari’ye kutsal emanetleri getiren
Fahrettin paşayı da anlat.
Malazgirt’te beyaz kefenini giyip
İki yüz bin kişilik Bizans ordusuna karşı
Elli bin askeriyle destan yazan Alparslan’ı anlat.
Cehenneme dönen Bosna’yı
Evlad-ı Fatihan için gül bahçesine çeviren.
Bilge lider Aliya İzzetbegoviç’i de anlat.
Memluklu Sultanı Baybars’ı
Moğol’a haddini bildiren Celaleddin Harzemşah’ı
Koskoca Çin ordusuna kafa tutan
Osman Batur’u da anlat
Bunlardan başka
Bir de asrısaadeti anlat.
Asrısaadetteki Enes bin Malik’i
Ve yetim çocukları anlat
Anlat ki Hz. Ömer
Asrısaadetten günümüze uzansın
Ömer öyle bir gelsin ki
Adaletiyle arz titresin.
Şeytan onu görünce yolunu değiştirsin.
Bir mesel daha anlatmak istersen
Şu sözü hatırla!
Ardınızda düşman gibi deniz
Önünüz de deniz gibi düşman.
Nereye kaçacaksınız?
Sen hatırla ki Endülüs’te
Sekiz asırlık bir hâkimiyetin
Temellerini atmak için,
Gemileri yaktıran
Tarık bin Ziyad’ı öğrensin.
Şimdi kaldır başını gökyüzüne ey hilal!
Gördüğün o kuş Kafkas kartalıdır
İzle, şimdi iyi bak,
Kâbe’nin damına konan bu kartal
Şeyh Şamil’dir.
Ayasofya’yı görünce hüzünlendin mi?
Ey yıldız.
Öyleyse hilale
Fatih’in gemileri karadan nasıl yürüttüğünü anlat.
Sen hilale Fatih’i anlat ki
Hilalde bugün gemileri gönüllere yürütsün.
Şimdi meseli öğrendin mi? Ey hilal
Mesel hakikat, masal hayal…