Ev 13.Sayı Osmanlı’nın Son Zaferi Kutü’l Amare 3

Osmanlı’nın Son Zaferi Kutü’l Amare 3

Tarafından Salim DEMİREZEN

Kuşatma altındaki İngilizler arasında açlıktan ölümler başlamıştı. Develeri, atları, eşekleri yemeye başladılar. Ancak Müslüman askerler at etini, Hindular ise hiçbirini yemiyorlardı. Townsend, radyo aracılığıyla Hindistan’daki her iki dinin yetkililerinden fetva aldı ama problemi çözemedi. Günde ortalama 15 asker açlıktan ölüyordu.        Ayrıca aldatıldıklarını anlayan Müslüman askerlerin bizim saflarımıza geçmesi de dirençlerini kırıyordu. Kuşatma boyunca 147 asker firar ederek, Türk cephesine geçmeyi başardı.
Dünyada İlk Havadan İkmal Denemesi
Karadan netice alamayan İngilizler, 16. 04. 2019 günü deniz uçakları ile tarihte ilk defa havadan ikmal denemesini yaptılar. Ancak gelişmiş Alman uçakları ile takviye edilmiş hava kuvvetlerimizin müdahalesi ve karadan açılan ateş yüzünden muvaffak olamadılar. Attıkları un ve gıda maddeleri ya nehre düşüp balıklara yem oluyor veya bizim cepheye düşüyordu…
19. Nisan günü Goltz Paşa, Bağdat’ta tifüsten öldü. 72 yaşındaydı. VI. Ordu Komutanlığı’na vekaleten mart ayı sonunda mirliva (tug gnl.) olan Halil Paşa (Kut) atandı.       
İngilizlerin Dicle nehri yoluyla “Julnar” adlı yük gemisi ile yaptıkları yardım teşebbüsü de hezimetle sonuçlandı.
Teslim Görüşmeleri

Gnl. Townsend için teslim olmakla top yekun imha dışında bir tercih kalmamıştı. Halil Paşa ile 26 Nisan günü Dicle nehri üzerinde görüştü. Şu teklifte bulundu: “1) Dünya Harbi devam ettiği müddetçe kendisi ve maiyeti Osmanlı Devleti aleyhine bir harekette bulunmayacaktır. 2) Elinde mevcut 42 top, 13 100 tüfek ve bunların cephanelerini sağlam olarak teslim edecek. 3) Paşa’nın şahsına bir bankaya bir milyon Sterlin tutarında bir çek yatırılacak. 4) Bunlara karşılık İngiliz kuvvetleri esir edilmeyip, Basra’ya çekilmelerine izin verilecek.” (8)
Teklifi reddedilen Townsend, son defa meşhur cacus Lawrence’i bir mektupla elçi gönderir. Parayı iki milyon Sterlin’e çıkarır ve devlete ödenmesini teklif eder. Bu teklifi de reddedilen generale kayıtsız şartsız teslim için 29 Nisana kadar süre verilir. Bu sürede silah ve mühimmatını imha edebileceği, bir taarruz olmayacağı sözü de verilir.

“En rezilane teslimiyet…”

Beklenen gün gelmiştir. İmha faaliyetine devam eden Townsend’dan  teslim olacağı haberi gelir. Binbaşı Nazmi Bey (Solok) komutasındaki 3. Piyade Alayı, milli marşlar söyleyerek, göndere Türk Bayrağı’nı çeker.

Genç bir üsteğmen olan Şükrü Bey (Gnl. Şükrü Kanatlı) hatıralarında: “Yerli Araplar, atlarımızın üzengilerini öpüyorlardı.” diyerek, halkın sevincini yansıtır. Yanındaki İngiliz subay: “Biz girdiğimizde bizim atların üzengisini de öpmüşlerdi” der. Bu da Şia’nın takiyye rezaleti…
 Townsend’ı teslim alan Halil Paşa, kılıcını ve iki tabancasını iade eder. VI. İngiliz tümeni 5 general, 272 İngiliz subay, 204 Hintli subay, 2592 İngiliz eri, 6988 Hintli er, 3248 yardımcı sınıf er olmak üzere tekmili birden 13 309 esir alınır. Bunlardan 2000 kadarı, hasta ve yaralı olanı bizim esirlerle değiştirilir. Bir kısmı, Bağdat demiryolunun yapımında çalıştırılır, diğerleri Anadolu’daki esir kamplarına gönderilir.

Halil Paşa’nın vapuru vardı ama kömürü yoktu. -Sonunda savaşı neden kaybettik? diye sormaya gerek var mı?-

İngiliz Gnl. Goringe’den esirleri taşımak için kömür istedi. Aldığı cevap: “Bu kadar necip düşmanla çarpışmaktan iftihar duyuyoruz. Ancak harp halinde olduğumuzdan, size kömür göndermeye maddeten imkan yoktur.” olur. (9)
İngiliz askeri tarihçisi James Morris: “İngiliz askeri tarihindeki en rezilane teslimiyet” diye tarihe not düşer.
Halil Paşa, “Orduma!” diye başlayan 7 maddelik bir mesaj yayınlar. “…İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci vakayı Çanakkale’de, ikinci vakayı burada görüyoruz”  tespitini yapar. Sonra: “Bizim 350 subay, 10 Bin şehidimize karşılık İngilizlerin 30 Bin ölü ve 13 Bin 300 esir verdiklerini” belirterek vasiyet gibi bitirir: “Bu güne (Kut Bayramı) adını veriyorum. Ordumuzun her ferdi, her yıl bu günü kutlarken, şehitlerimize (Yasin, Tebareke ve Fatiha’lar) okunsun.” VI. Ordu Kum.  Mirliva Halil (10)
Zaferin Sonuçları
     1) Çanakkale ve Kûtü’l Amâre zaferleri ile İngiliz İmparatorluğu’nun yenilmezliği inancı sarsıldı.

     2) İran üzerinden Rusya’ya yardım götürülemeyince, 1917 Bolşevik ihtilalinin ortamı oluştu. Bunun üzerine Ruslar, Trabzon’dan Erzurum’a kadar işgal ettikleri topraklarımızdan çekildi…
     3) Bağdat’ın işgali bir yıl, savaşın bitimi iki yıl gecikti.
Ve sonrası…
Almanların baskısı ve İttihatçıların basiretsizliği yüzünden zaferin hemen ardından en seçme birliklerimiz İran ve Kafkasya’ya sevk edildi. Bağdat savunmasız kaldı. Halil Paşa’nın, yeğeni Enver Paşa’yı defaatle uyarması da fayda etmedi. Önce Bağdat, sonra İstanbul işgal edildi.
İngilizler, İstanbul’u işgal ettikleri zaman kullandıkları tüm ofislere “KUT’U UNUTMA!” levhaları astılar. Konu ile ilgili onlarca kitap yayınladılar. Peki, biz ne yaptık? 1950’ye kadar hatıra yayınlamayı yasakladık. 1952’de de ordu tarafından kutlanan “Kut Günü”nü yasakladık.
İngilizler Basra Körfezi’nden ancak 1971 yılında çekildiler. Irak’ın işgali sırasında I. Körfez Savaşı’nda geri geldiler. Kut’taki mezarlıklarını ziyaret ettiler. Sahi Kut şehitliğimizi kaç kişi biliyor? Vasit ili, Kût kasabası, Seyit Haşim Köyü’nde 7 subay, 43 erimiz yatmaktadır. Mülkiyeti halıcı Seyyit Talip Efendi tarafından T.C.’ne bağışlanmıştır.
“Kut Kilisesi”
2015 yılı ocak ayında Kadıköy’de bir iş hanının altına açılan kilisenin ilanını Koreli bir misyoner dağıtıyordu. -Ev ve işyerlerinde mabet (!) açma izni verilmesi rezaleti, AB baskısı ve mevcut siyasi iktidarın basiretsizliği sonucudur.-
Bildiride “KUT KİLİSESİ” ibaresini gördüğümde, konuya daha etraflı bakmaya başladım. Kut kahramanlarından ikisi soyadını oradan aldı. Halil Kut ve Ali İhsan Sabis. Bunlara Sakallı Nurettin Paşa’yı (Gnl. Nurettin İbrahim Konyar) da ilave edersek üç önde gelen komutan da siyasi olarak muhalifler arasında yer aldılar. Her üçünün de Milli Mücadele’de büyük katkı ve yararlıkları olmasına rağmen unutulmaya mahkum edildiler…
Şehitlerimizi rahmetle anarken, Yasin, Tebareke ve Fatihalar gönderelim. “Kut”u ve devletimizi parçalayanları asla unutmayalım!..
—————-
(8) Bitmeyen Savaşta Kûtü’l Amâre Halil Paşa’nın Hatıraları, İst., Akıl Fikir Yay., 2016, s. 172
(9)  a. g. e., s. 179
(10) a. g. e., s. 180 

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00