Ev 8. Sayı 31 Mart Seçimlerinin Bıraktığı Tortu

31 Mart Seçimlerinin Bıraktığı Tortu

Tarafından Dr. Kadir ÇETİN

Cennet vatanımızda boy, soy, bölge, mezhep farklılaşması hastalığına yakalanırsak emperyalistlerin oyununa gelmiş oluruz. Toplumda bu konularda kin ve nefret duygularını körüklemek, beslemek çok ama çok yanlıştır. 

“Konfüçyüs’e: “Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?” diye sormuşlar. O da: “İşe önce isim ve kavramları değiştirmekle/düzeltmekle başlardım. Çünkü toplum isim ve kavramları yanlış tabir etmek ve kullanmakla bozulur.” demiştir.

 Bu yazımızda hem seçim sürecinde seçmenlerle ilgili kullanılan bazı kavramlar üzerinde durmanın hem de Van seçim sonuçları özelinde bir değerlendirme yapmanın faydalı olacağını düşündüm.

Demokrasinin olmazsa olmazı, seçimler yoluyla iktidarların/yönetimlerin el değiştirmesidir. Bu durum, anayasa ve kanunlarımızla güvence altına alınmıştır. 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’da (Mad.6) 18 yaşını dolduran her vatandaşımızın seçme ve halk oylamasına katılma hakkının olduğuna ilişkin hüküm vaaz edilmiştir.

Anayasal vatandaşlıkla kazanılmış olan “SEÇMEN” kelimesinin önüne veya arkasına; din, dil, ırk, soy, sop, cinsiyet, mezhep vb. kavramı/kelimesi konmamıştır. Demokrasi özgür bireyi hedef alır.

Anayasal vatandaşlığı örseleyen, bilinçsizce vatandaşları Sünni Seçmen, Alevi Seçmen, Kürt Seçmen, Ermeni Seçmen vb. şeklinde tanımlamak demokrasiyle, hukuk devleti ve demokratik devlet düzeni ile örtüşmez…

Ama gel gör ki sosyal medyada, TV ekranlarında adı bilmem ne uzmanı olarak takdim edilen tartışma programlarındaki zevat bilinçsizce, şuursuzca bu kavramları telaffuz etti seçim sürecinde…

Bilerek yaptıysa, yıllardır kız alıp kız vermiş, et tırnak olmuş Anadolu insanını bölmek, parçalamak isteyen (20. Yy.’da İngiliz Lawrence’ın coğrafyamızda Araplarla Türkleri karşı karşıya getiren sinsi politikasının devamı) emperyalistlerin yerli işbirlikçisinden başkası değildir.

Terörle mücadele sadece askeri bir mücadeleden ibaret değil aynı zamanda sosyolojik ve kültürel de bir mücadeledir. Onun için bu kavramları kullanırken çok dikkatli olmak gerekir. Bölge gençleri bu sosyolojik ortamda yetişirken ne yazık ki gönül tahribatına uğramaktadırlar…

“Konfüçyüs’e: “Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?” diye sormuşlar. O da: “İşe önce isim ve kavramları değiştirmekle/düzeltmekle başlardım. Çünkü toplum isim ve kavramları yanlış tabir etmek ve kullanmakla bozulur.” demiştir.

Bu kavramları ulu orta kullanmak kısa vadede belki birilerine oy kazandırabilir ancak uzun vadede toplumsal birliği, bütünlüğü, dayanışmayı ve değerleri örseler, yıpratır.

Herkesin malumu; klan kültüründe, kabile kültüründe, aşiret kültüründe, tarikat/cemaat kültüründe dayanışma vardır ancak demokrasi yoktur…

Gelelim Van B.Belediye Başkanlığı seçimine:

Ben hukukçu değilim…

Ancak seçim prosedürünü yürüten YSK önce belediye başkan adayına aday olabilirsin diye onay verip ardından “pardon yanlış yapmışız” diyerek halkın % 55.48’nin (245.573) başkanlığa uygun gördüğü kişiyi eleyip ikinci sıradaki % 27.15’nin oyunu (120.147) alan AK Parti adayına mazbatayı vermesi yöre halkının haklı tepkisine sebep olmuştur.

Bu süreçte akla gelen şu soruları sorarak konuyu irdeleyelim…

1- Geçmişi herkes tarafından bilinen Abdullah ZEYDAN’ın seçime girme yeterliliği yoktuysa, Mahkeme niçin girebilirsin diye müracaatını kabul etti?

 

2- Teknolojinin bu kadar gelişmiş olduğu bir devirde, adayın ilk başvurusunda seçilme yeterliliğini kaybetmiş olduğu neden tespit edilemedi de her şey niçin son güne bırakıldı?

 

3- Seçmenin büyük çoğunluğunun oyu (%55.48) hiçe sayılıp, seçmenin % 27.15 oyunu alan ikinci sıradaki adaya mazbata verme kararının meşru ve hukuki olduğuna, kamuoyunun nasıl ikna edileceği düşünüldü?

 

4- Tabi bu süreci böyle sıkıntılı bir şekilde yönetenlerin, “bir hata yapılmıştır” şeklinde yorumlamamızı beklemesi düşünülürse “Bu kadar da aymazlık olur mu kardeşim?” sorusunu sordurur.  Zira bir dönem milletvekilliği yapmış, ardından hapis cezası almış ve hapis yatmış bu vatandaşın geçmişi bilinmiyor değildi ki…

 

Sonuçta YSK Van seçimleri konusunda beklenenin dışında bir karar vererek bu sorunu yine hukuk zemininde çözmeyi tercih etmiştir.

 

Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili süreç büyük ihtimalle senaryosu önceden yazılmış ve bölge insanının devletin karşısında yer alması ve PKK’ya toplumda alan açılması için planlanmış bir hareket gibi geliyor. Kimse bu süreci yönetenleri ve olanları masum göstermeye çalışmamalı…

 

Sonuçta ne olmuştur?

 

  • Van’da İl Seçim Kurulu mazbatayı malum şahsa vermek yerine 2. Sıradaki Ak Parti adayına vermiş ve ortalık karışmıştır. Bunu fırsat bilen PKK taraftarları alanı genişleterek özellikle Güney Doğu Anadolu’daki illerimizde aynı anda tahrikçi, kışkırtıcı eylemlerde bulunmuştur.
  • DEM yetkililerinin Abdullah ZEYDAN’ın adaylık konusundaki yasal durumunu bilmemeleri mümkün değildir. Ancak bunu her zaman olduğu gibi lehlerine kullanacakları ve PKK’nın toplumda taban oluşturmasana zemin oluşturacağını bilerek konuyu bu noktaya taşımışlardır.
  • Süreci yönetenler de bizim emperyalist güçler (Büyük Ortadoğu Projesinin uygulama süreci devam ediyor) dediğimiz bir üst aklın bölge ile ilgili emellerine Van Belediyesinin senaryosunda bilerek ya da bilmeyerek rol almış ve görevi ifa etmişlerdir.
  • Burada önümüzdeki süreçte yine devletin içinde benzer kışkırtıcı olaylara sebep olacak gizli elemanları var mı acaba? sorusunu da sormadan geçemeyeceğiz…

Bu cennet vatanımızda boy, soy, bölge, mezhep farklılaşması hastalığına yakalanırsak emperyalistlerin oyununa gelmiş oluruz. Toplumda bu konularda kin ve nefret duygularını körüklemek, beslemek çok ama çok yanlıştır. 

780 bin kilometre karede yaşadığımız bu toprakları bize çok gören ve bölgenin istikrarını bozmaya ant içmiş Büyük Ortadoğu Projesinin uygulayıcılarının oyunlarını bozmak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının boynunun borcudur.

Yalan ve yanlışlarla dolu geçen seçim sürecinden, arkamızda bir tortu daha bırakmadan bu oyunu bozalım…

Kalın sağlıcakla…

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00