Ev 12. Sayı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” Üzerine Bir Deneme.

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” Üzerine Bir Deneme.

Tarafından Abdulkadir TÜRK

Hükümetin,“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını verdiği yeni müfredat programı nihayet yasalaşarak yürürlüğe girdi.

Biz bu çalışmamızda konuyu esas üzerinden değil, usûl yönünden eleştirel bir kritiğe tabi tutmak istedik.

Usûl, hukukta ölçüdür; esas ise içeriktir. (muhteva)

Usûlünyanlış olması, muhtevanın anlam ve önemini zayıflatır. Bir başka deyişle, usûlün doğruluğu muhtevanın önemini ve etkisini kuvvetlendirir.

Mecelle’nin en önemli hükümlerinden biri olan; “Usûl, esastan önce gelir.”Kuralı esasen sadece hukuk disiplini için değil, bütün disiplinler için geçerlidir.

Yasal metin esaslarının gerek düzenlenme aşamasında, gerekse uygulama sürecinde usûl yönünden başarıyı etkileyecek bazı etmenleri şöyle sıralayabiliriz:

  1. Bir takım önyargılardan, zanlardan, sanmalardan ve korkulardan arınmış olmak.
  2. Siyasi, dini, mezhebi ve zümrevi endişeler taşımamak.
  3. Objektif olmak, eşit davranmak, ahlâk ve adalet ilkelerine sadık kalmak.
  4. Ortak akla dayalı, katılımcı bir yaklaşım ve tutum ortaya koymak.
  5. Toplum gerçeklerine ve ihtiyaçlara uygunluk aramak.
  6. Yerli, millî, bilimsel ve evrensel nitelikleri barındırmak.

Niteliksiz nicelikler insanı sadece yanıltır

İlke olarak, konuları ve sorunları analiz ederken, eleştiri ve öneri getirirken kişiler, kurumlar, adresler ya da nicelikler üzerinden değil, nitelikler ve ilkeler üzerinden okuma yapmak her zaman doğrudur.

Ayrıca, yasa, yönetmelik ve müfredat gibi bütün yazılı metinlerin içerik doğruluğu kadar, uygulayıcıların bu metinlere bağlı kalıp kalmayacakları da son derece önemlidir.

            Gerçekte ve genellikle sorunlar, yasal metinlerin yanlış ya da yetersiz olduğundan değil, uygulayıcıların siyasi ve ideolojik,anlayış ve yaklaşımlarından kaynaklanır.

            Bu düşünceler doğrultusunda, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”olarak adlandırılanmüfredat programına ilişkin, eleştiri ve önerileri şöyle sıralayabiliriz:

1.Öncelikle, hemen her yasal düzenlemenin başına, basmakalıp ve spot, “Türkiye Yüzyılı”tabiri konması yanlıştır. Zira, bir eğitim modeli siyasi iktidarın kendinden menkul icat ettiği bir tabirle değil, Türk Milleti’nin tarihi ve kültürel kodlarına uygun düşen, “Türk Milli Eğitim Maarif Modeli” ismiyle kayda geçmeliydi.

Ayrıca, sürdürülebilir, yerli ve evrensel bir medeniyet iddiası olanbir yönetim erkinin, hemen her programı bir yüzyılla sınırlaması, dar ve ufuksuz bir öngörüsüzlüğün ifâdesinden başka bir şey de değildir.

  1. Türk siyasetinde, öteden beri tedaviyi gerektiren bir zihniyet sorunu var. Sorunun temel zaafı, yöneticilerin gündeme aldıkları yasal bir düzenlemede,sorunun kalıcı çözümünü sağlayacak, kavrayıcı, bütünleştirici, ilke ve nitelikleri öncelemek yerine, konumlarını sağlamlaştırma endişesinin etkin rol oynamasıdır.
  2. Köklü, oturmuş, medeni ve evrensel ilkeleri olan devletler, eğitim müfredat programı başta olmak üzere, her alanda, belli bir din, mezhep ya da belli sosyal katmanlar üzerinden değil, toplumun tamamını kucaklayacak, ihtiyaç esaslıobjektif ve rasyonel politikalar üretirler.

Çünkü, eğitim, ekonomi, sanayi, sağlık, üretim, tüketim, siyaset, ticaret gibi her disiplin olgusunun kendine has iç dinamikleri vardır ve bunlar birbirinden farklıdır.

Bu dinamiklerin ahlâk ve adaletle ilgisi vardır ama, bir dinle, mezheple doğrudan ve organik bir bağıolmaz.

Herhangi bir dinîya da mezhebi önerme veya herhangi bir kural, gerçek kişilerin özgürlük alanına giren bir tercihtir, lâkin bu değerler tüzel kişileri ve kurumları bağlayıcı değildir.

  1. Türk Milli Eğitim Modelinin felsefi kodları, ahlâk ve adalet zemininde insanı merkeze alan akli, ilmi,millî,insani nitelikli, evrensel boyutlu kavrayıcı, kuşatıcı, kucaklayıcı değerlere oturmak zorundadır.
  2. Eğitim Sistemi, Tevhidi Tedrisat ekseninde Türk Milletinin müktesebatını, aklı, bilimi, tekniği, teknolojiyi, sormayı, sorgulamayı, araştırmayı ve profesyonelliği önceleyen; sosyolojik ihtiyaçları karşılayan, evrensel yeni bir barış medeniyetini amaçlayan nitelikli bir yapıya kavuşturulmalıdır.

6.Eğitim Sistemi, Türk Milleti’nin vesayeti haricinde, bütün vesayetlere imkân ve fırsat vermeyecek, yasal ve yapısal bir güvenceye kavuşturulmalıdır.

7.Eğitim Sistemi’nin, her konumda ve kademede ki bütün çalışanları, siyasi takdir ve tasarruflarla değil, kendi yönetim ve yönetişim anlayışı ve iç dinamikleri içerisinde belirlenecek bir sistemle yürütülmelidir.

  1. Eğitim Müfredatı, salt ve sadece iktidar partisinin takdir ve tasarrufunda değil, diğer siyasi dinamiklerin, resmi ve özel ilgili kurumların görüş ve önerilerini dikkate alarak ortak akılla hazırlanmalıdır.

Sonuç

Geçmişten günümüze bütün denenmişlikler göstermiştir ki, eğitimdeki sorunlarımızın iki önemli nedeni vardır.

  1. Fıtri, insani, ahlâki, âdil, bilimsel, evrensel, nitelik, içerik ve ilkelere uymayan müfredat modelleri.
  2. Siyasi ve ideolojik angajmanlardan kurtulamayan, basiretsiz, ehliyetsiz ve liyakatsiz uygulayıcıların varlığı.

Bu iki nedenden biri diğerine tercih edilmeden ve kombine bir fonksiyonellik olmadan, eğitime bağlı hiçbir sorunumuz sağlıklı bir çözüme kavuşmayacaktır.

 

 

 

           

           

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00