Ev 6. Sayı Türkiye’nin doğal kaynakları yabancılara peşkeş mi çekiliyor?

Türkiye’nin doğal kaynakları yabancılara peşkeş mi çekiliyor?

Tarafından Ali Osman TÜRKMEN

Dursun Fakih’in Orhan Bey’e nasihati: “Ey oğul! Öyle insanlar göreceksin ki, Koyunu yemek için tilkiyle plan yapacaklar…Kurtla birlikte öldürecekler…Çobanla birlikte yiyecekler…Sahibiyle birlikte yas tutacaklar.”

Anagold Madencilik maden sahasında yılda 11 bin ton siyanür ve binlerce ton sülfirik asit kullanılmaktadır…

Şirketin üçüncü çeyrek finansal raporuna göre, şirketin önceki dönemlerden kalan 8,6 milyon dolarlık vergi borcu bulunuyordu. Şirketin 7,2 milyon ABD Doları tutarında vergi, faiz ve cezası sıfırlanmıştır.

2000 yılında Çekya, 2002’de Almanya, 2009’da Macaristan, 2010’da Avrupa Birliği siyanürle altın aramayı yasaklayarak yeni teknolojilere geçmişlerdir. Bizde ise çevreye ve insana olan zararları bilinmesine rağmen siyanürle altın aramaya devam edilmektedir.

Tedbir yok!…Denetim yok!…Acımak yok!…Vicdan Yok!…İhmal çok!…Rüşvet çok!…Tam 10 yıldır üst üste konan, siyanürle yıkanan vahşi kapitalizmin doymak bilmez rüşvet çarkları arasında 16 milyon tondan fazla toprak bir balık gibi kayarak kendisiyle birlikte 9 canımızı da aldı götürdü!…Bu göz göre göre gelen bir cinayettir, katliamdır. İşçilerimize Allah rahmet eylesin!..

AB ülkelerinde ve ABD’de siyanürle altın aramak yasak

Maden Mühendisleri Odası, TEMA, sivil toplum kuruluşları ve hukukçuların ülkemizdeki maden arama ve işletme ruhsatı ile ilgili açıkladıkları rakam çok dikkat çekici.

“1923 ile AKP iktidarına 2002’ye kadar 1.186 maden arama ve işletme ruhsatı verilmişken, AKP döneminde bu sayı 400 bine yaklaşıyor, evet 400 bin!..”

Verilen izin sayısına bakınca, Maden Yasası’nın neden 21 kez değiştirildiği, neden 22. kez değişikliğe gidildiği kendiliğinden anlaşılıyor.

Altını siyanürle aramak çoktan geride kalmış bir yöntem olmasına rağmen ülkemizde buna izin vermek geleceğimiz için bir beka meselesidir.

2000 yılında Çekya, 2002’de Almanya, 2009’da Macaristan, 2010’da Avrupa Birliği siyanürle altın aramayı yasaklayarak yeni teknolojilere geçmişlerdir. Bizde ise çevreye ve insana olan zararları bilinmesine rağmen siyanürle altın aramaya devam edilmektedir.

Siyanür tehlikeli bir kimyasaldır

 “Siyanür, doğal yollarla oluşan, pek çok bitkide bulunan ve 2000 yıl boyunca nükleer silahların kullanılmadığı savaşlarda zehirleyici olarak kullanılan bir kimyasaldır. Gaz halinde solunması, katı halde yutulması veya topikal maruz kalmayla absorbe edilmesi son derece öldürücü bir etkiye sahiptir.

Yığma çözündürme (Yığın liçi) olarak bilinen yöntem, açık olarak yapılan ve dev toplama pedleri üzerine serpilmiş devasa yığınlardaki cevher üzerine siyanür solüsyonu püskürtülerek uygulanır. Siyanür, altını cevherden çözerek çözeltiye dahil eder ve yığın üzerinden akıp gider. Pedler altından ayrılmış metal çözeltiyi toplar ve bu durum cevher tamamen tükenene kadar devam eder. Siyanür, çevreye yayıldığında, tüm canlı yaşamı için ölümcül tehlike oluşturan son derece tehlikeli bir kimyasaldır.” (Gürkan Akçay, Çevrebilim, 08 Ağustos 2019)

Maden Mühendisleri Odası’nın eski başkanı Mehmet Torun: “Bu felaket göz göre göre gerçekleşti. Bu bir cinayet çünkü bilerek yapıldı. Birileri para kazanacak diye bu ülkenin baştan aşağı zehirlenmesine izin verildi. İki yıl önce de siyanür sızıntısı olduğunda bir ceza kesildi ancak cezadan sonra şirket hemen iki kat kapasite artışına gitti.”

Altın Madeninin Sahibi ve İşletmecisi Kimler? 

Çöpler Altın Madeninin % 80’i Amerika ve Kanadalı Anagold Madenciliğe %20’si Çalık Holding’e ait. Hazine ve Maliye Eski Bakanı olan damat Berat Albayrak 2007 yılında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yapmıştı.

Proje 2008’de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporu aldı. Şirket, 2014 ve 2021’de aldığı ÇED raporlarıyla iki kez kapasite artışı yaptı. Açık ocakları genişletip derinleştiren şirket 687 hektar olan maden sahasını yaklaşık bin 746 hektara çıkardı.

Murat Kurum’un Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde tüm uyarılara rağmen kapasitesi artırılan madene ait ÇED raporunda, proje alanında toprak kayması riski bulunmadığı belirtildi.

‘Şirket Köyde 12 Milyon Dağıttı’

İliç’te altın madenine karşı verdiği mücadele ile tanınan Sedat Cezayirlioğlu Şirketin köyde 12 milyon lira para dağıttığını belirterek, “Şirketin para karşılığında köylülerden maden faaliyeti boyunca çalışmaya muhalefet edilmemesi, dava açılmaması için teminat aldı. Köylülerin çocuklarını 13-14 bin lira maaşla işe alıp sözleşme imzalattı. Herkes buna razı geldi” şeklinde konuştu. Ayrıca şirket kendilerine bölgede yapacakları çalışmalarda yardımcı olmaları için İliç, Çöpler ve civar köylerden yüzlerce kişiyi, sivil toplum kuruluş yöneticilerini, basını ve kendilerine yardımcı olacak resmi görevlilerden bir grubu Amerika’ya götürerek gezi programları düzenlemiştir.

Siyanür Çevreye Yayıldı, Fırat’a Karıştı

Amerika ve Kanadalı Anagold Madencilik, maden sahasında 21.06.2022 günü 20 ton siyanür sızıntısı olduğunu doğrulamıştır. Bunun üzerine Çevre Denetim Ekipleri bölgeye sevk edilerek ‘en üst sınır’ olan 16 Milyon 441 Bin 440 Türk Lirası idari para cezası uygulanmıştır…

Şirketin ÇED raporlarına göre 39 kimyasal madde kullanılmaktadır. “…tesisin yanı başındaki Sabırlı Köyü’nde yaşayan Fatma Tiftik’in 14 Eylül 2020 tarihindeki ölüm nedeninin ‘siyanür zehirlenmesi’ olduğunun tıbbi kayıtlara geçmesiyle ortaya çıkmıştır.”

Anagold Madencilik maden sahasında yılda 11 bin ton siyanür ve binlerce ton sülfirik asit kullanılmaktadır…ÇED dosyasında yer alan bilgilere göre şirket, 10 adet buharlaştırıcı (evaportörler) inşa edecek. Bu buharlaştırıcılar ile birlikte zehir havuzunda biriken kimyasallar buharlaştırılarak atmosfere salınıyor. Dünyada ikinci bir örneği yok, burası kaçak nükleer tesisten daha tehlikeli. Bölgede kuş ölümleri ile gündeme gelen olayda yalnızca kuşların değil insan ölümleri ve sakat doğumları da gerçekleşiyor. Havuzdan su içen kuşlar tekrar uçamıyor. Küresel güçlerin altın çıkarma rantı uğruna İliç ikinci bir “Çernobil vakası” yaşanacak bir bölge haline getirilmiştir.

Altın Madeni Fay Hattı Üstünde Bulunuyor

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından Erzincan İliç de işletilen Çöpler Altın Madeninde yaşanan facia ile ilgili yaptığı açıklamada madenin Türkiye Diri Fay Haritasında aktif olduğu ve Munzur segmenti olarak tanımlanan bir fay hattının üzerinde olduğunu ancak bu fay hattının işletme projeleri hazırlanırken dikkate alınmadığını belirtmiştir.

Cezayirlioğlu’nun avukatı İsmail Hakkı Atal, “Atık havuzunu büyütmek istiyorlar. Biraz ilerisinde Fırat Nehri var. 197 futbol sahası büyüklüğündeki bu atık havuzu, 600 futbol sahası büyüklüğüne çıkarılmak isteniyor. Burada meydana gelebilecek herhangi bir deprem sonrasında buradaki siyanürlü, sülfürik asit, içinde yüzlerce zehirli kimyasal toksin madde barındıran sülfürik asit bileşikleri tüm Türkiye’yi zehirleyebilir. Aşağıdaki Fırat Nehri ile Harran Ovası sulanıyor. Keban Barajı’nın suyu buradan gidiyor” dedi.

Eski Başsavcı Rüşvet Çarkını Anlattı!…

İlhan Cihaner, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde madeni işleten Anagold Madencilik ile ilgili yürüttüğü soruşturmanın ve rüşvet çarkının detaylarını anlattı. Soruşturma ile şirketin FETÖ’cü bir savcıya rüşvet verdiği ortaya çıkmıştı.

“Orada soruşturma başlattığımda, maden şirketi tarafından ilgili kişilere rüşvet verilerek ruhsat alındığı, çevre değerlendirme raporunun manipüle edildiği ortaya çıkmıştı. Ancak maalesef daha sonra bu soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülmediğini gördük” ifadelerini kullandı.

“Erzincan’daki altın madeni kuruluşundan itibaren şaibeli” diyen Cihaner, Sadece siyanürle altın çıkarma projesinin ortaya koyduğu riskler, tehditler açısından değil. Örneğin bir siyasiyi kendisine ortak ederek işlerinin ‘yolunda gitmesini’ sağladı. Bu şirketin ortakları siyaseten güçlü isimlerden seçilmiş. Bunların etkisi olmadığını söylemek herhalde saflık olur” değerlendirmesinde bulundu.

Görevde olduğu dönemde bu madenin soruşturulması talimatını veren, sonrasında başına gelmedik kalmayan eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, Birgün gazetesindeki yazısında yaşananları net biçimde özetledi:

“…bu süreç Altın madenlerinde “vahşi madencilik/sömürge madenciliği” diye tanımlanan pratiği ortaya çıkardı. Çok basit bir şablonları var: önce ilgili kamu kurumları çalışmaz, hantal, zarar eden ve düzeltilemez olarak gösteriliyor. İtiraz eden meslek kuruluşları hain ilan ediliyor. Bunun için medya ve “popüler uzmanlar” kullanılıp raporlar yazılıp sempozyumlar düzenleniyor. Sermaye ve özel sektör kutsallaştırılıyor. Mevzuat değişiklikleri yapılıyor. Sonra aynı mekanizmalar falanca yerde “100 milyarlarca dolarlık altının” atıl vaziyette beklediğini, çıkarılırsa nasıl zenginleşeceğimizi propaganda ediyorlar. Yöre halkının istihdam edileceğini, çevreye zerre zararının olmayacağı anlatılıyor. Yörenin gazetecileri, bürokratları ödül gezilere götürülüyor. Güçlü siyasi figürler ortak ediliyor. Daha fizibilite aşamasında yeni konutlar inşa edilip, camilere, spor kulüplerine bağışlar yapılıyor. Böylece yerel itirazlar minimize ediliyor. İtiraz edenler davalarla yıldırılıyor, yok sayılıp meczuplaştırılıyor. Gerekirse rüşvetler veriliyor. Yetersiz kalınan yerde “güvenlik kuvvetleri” ve yargı devreye giriyor, tabiiki sermayenin yanında!”

Şirketin 7,2 milyon ABD Doları tutarında vergi borcu silindi

Erzincan’ın İliç İlçesi’ndeki Avrupa’nın sayılı Türkiye’nin ise ikinci büyük altın madeni olan Çöpler Köyü’ndeki sahadan yılda 6.2 ila 6.5 ton arasında altın üretiliyor. 2010 yılından beri yürütülen çalışmalarda ise 21,5 bin ton altın üretimi gerçekleştirildiği bildirildi. Bölgede 55 bin tonluk altın rezervinin olduğu biliniyor.

Şirketin üçüncü çeyrek finansal raporuna göre şirketin önceki dönemlerden kalan 8,6 milyon dolarlık vergi borcu bulunuyordu. Şirketin 7,2 milyon ABD Doları tutarında vergi, faiz ve cezayı sıfırladığını, 8,6 milyon yerine 1,4 milyon dolar nakit ödeme yaptığını beyan etti. 7,2 milyon dolarlık vergi borcunun silindiği ortaya çıktı. Bu rakam, bugünkü kur değeriyle yaklaşık 221 milyon liraya denk geliyor.

Yabancıların bizim topraklarımızda ürettiği altının yüzde 98’ini, altını çıkartan yabancı şirketler alıp götürürken bize de yüzde 2 kalıyor. Şirket milyar dolarlar kazanırken ödemesi gereken vergiyi ödemediği gibi bir de vergisine af getirilerek cüzi bir miktar ödeme yapması sağlanıyor. Yabancı şirketin vergi borcu silinirken milletin üzerine ek vergiler bindiriliyor. Hatırlanacağı üzere yılda iki defa alınan MTV vergisine 2023 yılında iki vergi daha eklenmişti.

Kâr Amerikalı, Kanadalı ve Çalıklara zehir, zarar, ziyan, ölüm, sakat doğumlar Türk milletine…

‘Bölge 5’e Göre Teşvik’

Türkiye’nin bölgesel yatırım teşvik sistemi: Madencilik sektörü bu sistem için bir istisna teşkil etmekte olup gerçekleştiği yere bakılmaksızın madencilik sektöründeki çoğu yatırım Bölge 5’e sunulan teşviklerle desteklenmektedir. Söz konusu Bölge 5’e sunulan teşviklerde ise SGK işveren prim desteği, KDV, gümrük vergi muafiyeti, vergi indirimi gibi ekonomik avantajlar yer alıyor.

Ne kadar güzel değil mi? Vergiden yüzde 40 indirim, bilmem kaç milyon dolar sil, üstüne üstlük teşvik al…Ya, işte böyle…Kaç yabancı şirket vardı? 773…Niye Türkiye belini bir türlü doğrultamıyor, belli değil mi?

Türkiye’de 2004 yılında sadece 138 olan uluslararası maden şirketi sayısının bugün 773’e çıkmıştır. Bunlar yanlarına birer sözde yerli şirket alıyor, her türlü hakka sahip olduklarını sanıyorlar.

Nesillerimizin geleceği ellerinden alınıyor…Üstelik; Ormanları kesiyor, milyonlarca ton taş-toprağı binlerce ton dinamitle doğanın bağrından söküp alıyor, un-ufak ediyor, dünyanın en zehirli kimyasallarıyla eritiyor-parçalıyor, insanlar, hayvanlar, bitkiler, atmosfer ölüyor, öldürülüyor…Havadan, karadan ve denizden gezin Anadolu’yu ormanlar, dağlar, yaylalar, ırmaklar, nehirler, çaylar, deniz kıyıları yabancı ve yerli yamyamlar tarafından yağma edilip, talan ediliyor…

Selçuklu Veziri Nizamülmülk ‘Siyasetname’de “Siyaset vuku muhtemel bir hadise karşısında tedbir alma sanatıdır. Hadise başa geldikten sonra tedbir aramaya kalkışmak ahmaklıktır” der.

Dursun Fakih’in Orhan Bey’e nasihati: “Ey oğul! Öyle insanlar göreceksin ki, Koyunu yemek için tilkiyle plan yapacaklar…Kurtla birlikte öldürecekler…Çobanla birlikte yiyecekler…Sahibiyle birlikte yas tutacaklar.”

Yeraltı ve yer üstü kaynaklarımızın küresel güçler tarafından sömürülmesine fırsat vermeyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Maden yasaları ve işletme ruhsatları yeniden gözden geçirilmelidir.  

 

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00