Ev 12. Sayı “Stratejik Göç Mühendisliği” Sığınmacılar Milli Varlığımızı Tehtid Ediyor

“Stratejik Göç Mühendisliği” Sığınmacılar Milli Varlığımızı Tehtid Ediyor

Tarafından Ali Osman TÜRKMEN

Emperyalistler bölüp, parçalamak istedikleri ülkenin demografik yapısını “Stratejik Göç Mühendisliği” yöntemi ile bozuyorlar. Yani, sözde silah yok, savaşyok!..Böl, parçala, ayrıştır, birbirine düşür, sonra da savaştır.

 

Milyonlarca sığınmacı, Suriyeliler başta olmak üzere ülkemize kendiliğinden gelmedi, bizzat getirildiler. Ülkemizin ekonomik, siyasi, sosyal, içtimai, sağlık ve demografik yapısı altına, üstüne getirildi. Türk Devleti, Türk Milleti işgal ve istila edildi!…

 

George Soros Sığınmacılar Türkiye’de Kalmalı!

 

Ülkemize gelen değil, getirilen on üç milyonluk sığınmacı istila ordusu bir George Soros, dolayısıyla Amerika’nın Büyük Orta Doğu(BOP) Projesidir.

 

George Soros, Kasım 2015’te Türkiye’ye gelmişti. 8 Kasım 2015’te WSJ’den Emre Peker’in sorularını yanıtlayan Soros iki mesaj vermişti: “1- Sığınmacılar Türkiye’de kalmalı, bu daha ucuz ve verimli çözümdür.

 

2- Avrupa’ya giden mültecileri, Türkiye’de durdurmak için işbirliği şart ve başta Almanya Başbakanı Angela Merkel olmak üzere Avrupalı liderler bu işbirliği için istekli.”

 

Bu mesajından dört ay sonra, AKP hükümeti ile AB arasında, 20 Mart 2016’da “yeni düzensiz göçmenlerin geri kabulü” anlaşması imzalandı. Bu imzayla birlikte, Türkiye’den Avrupa’ya çeşitli yollarla geçen sığınmacılar, 4 Nisan’dan itibaren Türkiye’ye gönderilmeye başlandı!

 

Soros ve Merkel’in liderliğinde AB ve AKP Hükümetinin imzaladığı bu anlaşma sonrası, ülkemiz sığınmacı akınına uğradı: Hem Suriye’den Türkiye’ye gelişler devam etti hem de Türkiye’den Avrupa’ya geçenler yeniden Türkiye’ye gönderildi.

 

O dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, 24 Kasım 2016’da TRT’de şöyle diyordu: “Türkiye olmasa, akın akın mülteciler Avrupa’yı istila edecek.” AB Ülkelerini kurtardınız tamam…Peki kendi ülkenizin insanları ne oldu, ne hale getirildi? Saraylarınızdan çıkın da bir bakın!..

 

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 18 Kasım 2021 tarihinde Erciyes Üniversitesi’nin açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada: “Halihazırda hepimizin bildiği gibi ülkemiz, yurtiçinde ve Suriye’de yaklaşık olarak dokuz milyon Suriyelinin insanı ihtiyaçlarını karşılamaktadır.”

 

Türkiye’de beş yüz bin den fazla Afgan sığınmacı olduğu tahmin ediliyor. Afganlar arasında uzun süre İngilizlere, 10-11 yıl Ruslara, 20 yıl Amerika’ya destek olmuş onlar adına çalışmış, savaşmış kimler var, kimler yok!?…Afganistan’da çok çeşitli milletlerden 10-11 bin yabancı teröristler var.

 

Afganlılar arasında Amerika’nın eğittiği, yetiştirdiği asker iki yüz binden fazla. Bu adamların ülkemizin neresinde ne yapıyorlar, bilen var mı? Türkiye’nin, Suriyelilerin dışında bugüne kadar üç milyondan fazla kayıtsız sığınmacı bulunmaktadır. Kesin bir sayı olmamakla birlikte on üç milyondan fazla sığınmacı ülkemizin seksen bir ilinde cirit atıyor.

 

Dünyada en fazla sığınmacıyı bakan, besleyen, barından ülke Türkiye’dir. Bu kadar sığınmacıyı barındırmaya hiçbir devletin gücü yetmez. Özellikle Suriyeli ve Afgan sığınmacıların nerede, ne yaptıkları tam olarak bilinmiyor. İşte, iki enteresan olay!.. Hani derler ya!.. Güler misin, ağlar mısın!..

 

1) 02 Ağustos 2024 tarihli haberlerde iki yabancı askeri öğrencinin İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın konutuna kayıtlı ortaya çıktı. Bu haberi, Göç İdaresi Başkanlığı da doğruladı.

 

2) Bakan Yerlikaya, “Yabancıların tamamının adres beyanlarında oturup oturmadıklarını araştırdık. Tamamını büyük bir titizlikle yaptık. 3 milyon 103 bin Suriyelinin 729 bininin beyan ettiği adresinde olmadığını gördük.” (İHA,15.08.2024)

 

Düşünün ki bir devlet, sayıları Türk Ordusu ve Türk Emniyet Güçlerinden fazla 729 bin Suriyelinin nerede olduğunu bilmiyor!..Yarın bir gün, 15-20 yıl sonra Suriyeli ve Afganların ABD, İngiltere, Rusya, Çin ve İsrail adına paralı asker olarak “Vekâlet Savaşçısı” olmayacaklarını kim garanti edebilir. Parayı veren, teröristler kullanır… Irak’ta, Libya’da, Suriye ve pek çok ülkede böyle olmadı mı?

 

Bu mesele, Türk Devleti ve Türk Milleti’nin, bayrağımız, istiklalimiz, varlığımız, birliğimiz, çocuklarımız ve geleceğimiz için tehlikedir. Gerçek anlamda tam bir “Varlık ve beka davasıdır”

 

Yirmi Yılda Toplanan Vergiler Nereye Harcandı?

 

“AKP iktidara geldiğinden bugüne dek yirmi yılda toplanan toplam vergi tutarı 2 trilyon 700 milyar Dolar, Yurt dışından alınan kredi 454 milyar Dolar, özelleştirmeden elde edilen gelir 71 milyar Dolar. Hazine ise 60 milyar Dolar eksi bakiyededir…563 milyar Dolar da faiz ödenmiştir.

 

Bu demektir ki, AKP döneminde toplam 3 trilyon 285 milyar Dolar para harcanmıştır. Bu parayı 20 yıla bölersek yılda 164 milyar 250 milyon Dolar harcanmış̧ demektir.

 

Bu rakamla yılda 96 Osman Gazi Köprüsü, 41 Keban Barajı, 23 adet şehir hastanesi, 320 adet Tokat Havalimanı yapılır.

 

Öyleyse, kasada olması gereken 3 trilyon 285 milyar dolar nerededir? Şimdi anladınız mı 2002’den bu güne %120 artmış̧ hiper enflasyonun, on iki kat artmış̧ dövizin, %100-200 arası zamlanmış̧ zorunlu tüketim malzemelerinin, %66’sı yoksulluk ve açlık sınırının altında yasayan toplumsal çöküntünün nedenini.

 

AKP’nin Türk Milletine açıklaması gereken şudur; Türk Milletinin size verdiği bu paraları ne yaptınız? Soygunun dökümünü Türk milletine açıklamak zorundasınız.” (Prof. Dr. Rona Turanlı, 21 Ağustos 2023, Düşün Haber)

 

Sığınmacılara Kaç Milyar Dolar Para Harcandı?

 

Türkiye’nin sığınmacılara harcadığı para 250 milyar Dolardır. 250 milyar Doların bugünkü karşılığı 8 trilyon 375 milyar TL’dir. Kendi emeklisini, işçisini, köylüsünü, esnafını sefalete, açlığa mahkûm eden ülke yöneticileri, bir yıllık Milli Gelirinden fazlasını sığınmacı işgalcilere harcamış, harcamaya da devam ediyor

 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca:”Temel sağlık hizmetlerine erişimi artırmak amacıyla 29 ilde 185 Göçmen Sağlığı Merkezi faaliyete geçirilmiştir… Ülkemize göç etmek zorunda kalan 787’si hekim, 34’ü diş hekimi, 1149’u hemşire olmak üzere yaklaşık 4 bin Suriyeli sağlık çalışanı, gerekli adaptasyon eğitimleri verildikten sonra istihdam edilmektedir…(Anadolu Haber Ajansı)

 

“ Bugüne kadar Suriyelilere yaklaşık 97 milyon poliklinik hizmeti verilmişken 3 milyonun üzerinde yataklı tedavi hizmeti sunulmuştur. Yataklı tedavi hizmetinin yanında 2,6 milyon ameliyat gerçekleştirilmiş, 754 bin Suriyeli bebeğimiz sağlık tesislerimizde hayata gözlerini açmıştır.”

 

1 milyon 100 bin Suriyeli çocuk okullarımıza devam ederken, Türkiye’de bir yılda yabancı öğrenci sayısı 2,5 kat artarken 2018-2022 yılları arasındaki beş yılda ise 1 milyon 957 bin Türk evladı üniversite öğrencisi okulu bırakma kararı aldı.

 

Ayda 300 Dolardan 50 Dolara Düşen Maaşlar!..

 

Bugün Türkiye’nin kontrolü altında olan bölgelerde Ankara sadece Suriye Muhalif Ordusu (SMO) üyelerinin değil, buralardaki yerel meclis üyelerinin, öğretmenlerin, doktorların, yerel polisin ve askeri polisin de maaşlarını ödüyor…Maaşları, silah, teçhizat, malzeme, eğitim ve tüm ihtiyaçları Türkiye tarafından karşılanmaktadır.35 bin savaşçı ve en düşük aylık ücret 50 Dolar karşılığı TL hesaplandığında bu aylık en az 11 milyon TL’ye denk geliyor.

 

Gaziantep27.net’in haberine göre yapılan denetimlerde Suriyeli 100 esnafın sadece 20’si kayıtlı, yüzde 80’inin ise kayıtsız olduğu ortaya çıktı. Vergi yok, askerlik yok, muayene parası, ilaç parası ve katkı payı yok!..Hastanelerde öncelikle muayene olma hakkına sahipler. 81 ilimize çekirge sürüsü gibi dağıtılan bu adamlar, yan gelip yatıyor.

 

1096’da Haçlı Seferi Başladı…Savaş Devam Ediyor

 

1096 yılında başlatılan Haçlı Seferleri, Şark Meselesi, Büyük Orta Doğu Projesi olarak devam ediyor…1880’li yıllarda İngiltere Başbakanı Gladstone “Türkler insanlığın insan olmayan numuneleridir. Onları Asya steplerine geri sürmeli veya Anadolu’da yok etmeliyiz” dememiş miydi?

 

İslam’a düşman olan Batı, O’nu koruyan Türk Milletinde düşman olmuştur. Bu düşmanlık üç asırdır “Şark Meselesi” olarak sürdürülmektedir. Bu düşmanlığın temelini Edward DERİO bakın ta nereye dayandırıyor, “Şark Meselesi, İslamiyetle-Hıristiyanlığın kavgasıdır. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u feth ve İstanbul’a ayak basması ile değil; Hz. Muhammed’in dünyaya gelmesi ile birlikte Şark Meselesi doğmuştur. Bulunduğu cihetle Şark Meselesi bir İslam-Hıristiyan meselesi demektir”

Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey, “ Sen Türk olduğunu unutsan da düşmanın asla unutmaz.” demişti. Bu cümle belki de bin yıllık şark meselesinin en net özetidir.

 

Büyük Türk Milleti varlığını, birliğini dün olduğu gibi bugün de, yarında sonsuza kadar koruyacaktır. Muhteşem Türkiye yakındır.

You may also like

Yorum Bırakın

Hakkımızda

İlimle, hikmetle, akılla, tarihten ders alarak ve tüm insanlığı Uyanışa davet ediyoruz.
UYANIŞ, asırlardır darbelenen inleyen milletin derdine dil olmak için yola çıkan millet evlatlarının sesidir.

Hak ve Millet Davasının Sesi Uyanış Dergisi 2024

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00